İşte bu kadar her şey… Gazeteci Murat Buldu depremle birlikte ortaya çıkan gerçeği yazdı

İşte bu kadar her şey…

Bir deprem… Bir sarsıntı… O kafayı taktığınız abuk subuk ne varsa silip götürüyor değil mi?
Selam vermeyen o komşunun boynuna sarılıp, iş yerindeki en büyük rakibinizle kol kola merdivenleri üçer üçer atlayarak inip binayı boşaltabiliyorsunuz…
Damlayan musluk, alamadığınız o model cep telefonu, çocuğunuzun çözemediği o test, dibi tutan yemek, üstüne çay dökülen süper önemli rapor, trafikte yol vermeyen bencil adam… hepsi ne kadar da önemsiz kalıyor.
Yüzünüze çaaat diye çarpıyor değil mi?

Normalde hiç tanımadığınız insanlarla kırk yıllık ahbap gibi sohbet edebiliyorsunuz örneğin. Fenalaşan biri varsa, hiç düşünmeden çantanızdaki suyu uzatıyorsunuz değil mi? Ürkmüş görünen bir çocuğa “Annen nerede yavrum senin? “ diye soruyorsunuz hemen. Korkudan arabanın tekerleğine saklanmış bir yavru kedi için koca koca adamlar trafiği durdurup arabanın altına yatabiliyorsunuz. Kimse de korna çalmadan o kedicik oradan sağ salim çıksın diye beklenebiliyor üstelik. Çarşıda pazarda yabancı yok artık. Herkes sanki en son dün muhabbet etmiş gibi sohbete girebiliyor, “Ne biçim salladı di mi ?”

E salladı birader. Salladı güzel kardeşim.

Birbirimize dönüp bakmamız, göz göze gelmemiz için ille sallaması mı gerekiyor?

Sen asıl bunu sor kendine.

Bir de lütfen “Bu millet adam olmaz” deme emi?

Diyorken kendine de hakaret ediyorsun çünkü.

Bu milletin özünün güzelliği ne yazık ki en çok böyle kriz zamanlarında çıkar.

Dilerim anlamak için sallanmayı beklemeyiz.

Murat Buldu