Eski bir anı yazım.. Evde Çekmecede bulduğum zimmetli film üzerine yeniden paylaşıyorum

Burak Ersemiz - Orhan Can - meyhane

 

Eski bir anı yazım .. Evde Çekmecede bulduğum zimmetli film üzerine yeniden paylaşıyorum..

Bir zamanlar ışıklı masada banyosu yapılmış 100 ya da 64 asa dia pozitif filmler ve lup ile en iyi kareyi seçmeye çalışıyorum. O zaman özellikle gece çalışanların en büyük olayda bir iki kare şansları olurdu.

Değil photoshop daha bilgisayar yoktu gazetelerde. En fazla 100 asa diayı katlamalı değer 400 göre çekip fotoğraf laboratuarına söyler banyo süresini ayarlamaların rica ederdik. Hafif bozulsa da kurtarırdık durumu.

Fotoğrafı makina değil beynimiz çekerdi. Işığa açıya baktın mı bilirdin kaç diyafram kaç enstantene olacağını. Netlikse anında karar verilip yapılırdı. gözle bakıp objektiften ayarlamaya zaman yetmezdi. O yüzden 28 mm objektif fiks net yapılır böyle çalışılırdı geceleri çoğu zaman..

Vesikalık çekmek için 50 mm objektifi çıkarıp ters tutar makro yapardık.Bir diadan kopya almak için banyosu yapılmış dia karesini perdenin önüne yapıştırırdın bantla sonra üzerine film takardın ve ışıklı masaya doğru tutup 50 mm objektif 30 enstantane 2.8 diyafram ile basardın ardı ardına deklanşöre ve sonra çıkartıp verirdin filmi banyoya Biraz renk kaybı olsa da kopyası çıkardı ve dağıtırdın çekemeyen arkadaşların şeflerinden fırça yemesinler diye… Şimdi herkes fotoğraf sanatçısı..

Kadıköy’de çektiğim fotoğrafı gazeteye gönderme metotlarını sıralayayım.

!- Her hangi bir hastane’de ( ki özellerin hiç biri yoktu) ..Röntgen teknisyeni ile aran iyiyse röntgenin karanlık odasında filmi makinada elinle keser siyah kutuya koyarsın. Kalın ameliyathane tipi yara bantlarıyla kutuyu iyice yapıştırırsın.

2- Ya da bir umumi tuvalete girersin ki genelde ışıkları çalışmaz, montunu çıkartır önünü kapar ters taraftan kollarını içene sokup makinaya ışık aldırmadan el yordamıyla montun içine soktuğun makineden kestiğin 5 yada on karelik film parçasını yine el yordamıyla siyah kutuya koyarsın. Çok hızlı olmassan bir şekilde ışık alma ihtimalini arttırmış olursun.

Bunu yaparsın, çünkü filmi kesmessen cephanen azalır. Bir olayda 36’lık filimden on kare çektiysen kaybıyla beraber en az 12 karelik parça filim yanında kalır. Öyle kolay değildir gazeteden filim getirtmek.

3- Sonra bu filmi cağaloğluna göndereceksen eminönü vapurunun çımacısına gider rica edersin zaten zamanla seni tanır. Çımacıdan Eminönü’nden ofisboy gelir alır.

4- Eğer Tercüman tesislerine Topkapı’ya göndereceksen 127 numaralı Topkapı otobüsünün şöförü senin” e-postandır”. Önceden bol gazete verip tavlaman lazımdır. Filimler böyle ulaşırdı gazetelere.

5-Telefoto geçmek ise ızdıraptır başka şehirlerden bir kareyi saatlerce zor geçersin, merkezde ki sana şöyle der ‘ mavisi fazla geldi’. Haydi sil baştan..Bu arada o kadar süre telefonda durman lazım.

6- Birde il dışından yada sokakta ki arkadaşlarından telefon ahizesini boynu ile kulağı arasına sıkıştırıp haber alan çok abimizin boynunda kireçlenme olmuştur ileri yaşta.. Neyse çok yazdım haydi iyi geceler..

Burak Ersemiz