İlhan Söyler’in anısına… Halit Çelikbudak Frankurt’tan yazdı

İlhan Söyler’in anısına…

Türkiye’de, ölen bir kişinin ardından “biyografik yazı” geleneği yok. Özellikle Anglosakson ülkelerdeki basında kamuya mal olan bir kişi öldüğü zaman “Obituary” adı verilen yazı yazılır. Bu yazı ölenin adına bir nevi tarihe not düşme amacını taşır. Türkiye’de son yıllarda maalesef tuhaf bir gelişme yaşanıyor… Ölen ünlü bir kişinin veya sanatçının ardından hesaplaşma şeklinde sevimsiz bir yazı furyası oluyor genellikle köşelerde… 20. Yüzyılın önemli filozofları arasında olan Avusturyalı Ludwig Wittgenstein “Hakkında konuşulamayan konusunda susmalı,” der… Neyse konu bu değil… Konu üç yıl önce kaybettiğimiz gazeteci dostumuz İlhan Söyler…

* * *

22 Eylül 2017, Hürriyet’in spor yazarlarından İlhan Söyler’in üçüncü ölüm yıldönümüydü… Onu üç yıl önce bir geçirdiği bir hastalık sonucu 66 yaşında hayata gözlerini yumdu. ürk futboluna Gençlerbirliği, Fenerbahçe, PTT, Karagümrük, Adana Demirspor ve Vefa kulüplerinde hızmet ettikten sonra Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde uzun yıllar spor yazarlığı yapmıştı…

* * *

Ben kendisini 1980’li yılları sonunda ilk kez tanıdım. Fenerbahçe muhabirliği yapıyordu. Fenerbahçe, Almanya’da kamp yapıyordu. O Türkiye’den kulüp ile birlikte gelmişti. Beni de çalıştığım Avrupa Hürriyet’ten görevlendirmişlerdi. Görev derken daha ziyade İlhan Söyler’e destek veriyordum. O dönemler internet, cep telefonu nerde… İlhan Söyler yazıları sabit telefonla yazdırıyor, fotoğrafları çekiyor, ben de bölgede tanıdığım Alman gazetelerine gidip filmi yıkatıyor, Türkiye’ye geçiyorum…

* * *

Kampa, maçlara gidiyoruz, beni futbolcularla tanıştırıyor, sohbet ediyoruz… Spor, maç yazıları nasıl yazılması gerektiğini, maçı izlerken nelere dikkat etmem gerektiğini anlatıyordu bana… O dönemler Rıdvan Dilmen Fenerbahçe’de fırtına gibi esiyor… Alman takımlarıyla yapılan dostluk maçlarına herkes akın akın Rıdvan’ı görmeye geliyordu. Ayrıca o dönemler Can Tanrıyar da kampa geliyordu… Sanıyorum Milliyet adına Fenerbahçe’yi takip ediyordu…

* * *

O yıllar başlayan dostluğumuz daha sonra hep devam etti. İstanbul’a gelince İkitelli’deki Hürriyet’in barında buluşur, eski günleri yadederdik… Arasıra Almanya’ya telefon ederdi. Beyefendi biriydi. Yaşadığı haksızlıklara içerliyordu. İsmini yazamayacağım birkaç kişiye çok kızdığını söyler ancak öfkelenmezdi. Herşeyi kalbine gömerdi. Sohbet sırasında birşeyler mırıldanır, ama asla yüksek sesle dile getirmezdi. Bunları zaten Hürriyet Spor Servisi’nden İsmail Er de yazmıştı.

* * *

İnsanın kendisi ve yaşamı anlamlı…. Ama bir gerçek var ki insan yaşamı başlangıcı ve sonu olan bir yol gibi… Kısası da uzunu da var… Ama yol, eninde sonunda bitiyor. Ölümsüz olmak, sadece hayalleri süsleyen bir fanteziden ibaret… Geriye bırakılan anılar yaşıyor… Belki birkaç fotoğraf ve kulaklarda kalmış bir ses… İlhan Söyler’den de geriye anılar ve fotoğraflar kaldı… Işıklar içinde uyu sevgili İlhan… Seni unutmayacağız…

Halit CELİKBUDAK / Frankfurt