50 yaşına basan Hakan Denker, hayatın kendisine öğrettiklerini yazdı

Hakan Denker

1 Nisan 1967….

Bugün dalya yarısıyım… Dile bile kolay değil. 50…
Bir asır denen zamanın tam yarısındayım…
Kim, ne düşünüyor artık umurumda değil…
Kim varsa bu 50 yıl içinde ve hala varsa, oldukları gibi kabul etmeyi öğrendim…
“Ayıp olur yahu” cümlesini sildim hafızamdan. Olursa olsun…
Yaptıklarımın kalibresi, yapamadıklarımın çok üstünde. Yani hiç pişman değilim, eksikte değilim…
“Dünyanın sonu” değil artık yaptığım yanlışlar…
Mesela, “Hayır” demeyi öğrendim. Öyle politik bir söylem değil, düpedüz şahsi HAYIRLAR, öğrendiğim…
Aşk… Örneğin aşkı hasta olarak değil, sabırla ve gülümseyerek yaşayabilirim şimdi…
Yalnızlığın tadını çıkarmayı öğrendim. Eğer Aşk yoksa, eğer o Aşk’ta huzur yoksa, yalnızlığın huzuruna sığınmayı öğrendim…
Yine mesela, param olmazsa değil de, artık dostlarım olmazsa diye korkuyorum…
Kızgınlıklarımda, kızdıklarımı lanetlememeyi öğrendim..
Artık kapı-pencere kırmadan, gülümseyerek öfkemi yaşamayı öğrendim…
Korkmamayı öğrendim. Kabuk tutmuş yaranın, kabuğunu çıkarıp, kanamayı öğrendim… Çünkü yine kabuk tutabilecek kadar erdemli olunabileceğini gördüm…
Sessizce ağlamayı öğrendim. Bağırsam da, kıvransam da, yanımda olan tek ruhun, kendi ruhum olduğunu öğrendim…
Daha az nefes alsam da, artık daha derin nefes almayı öğrendim…
Paylaşmayı öğrendim. Sahip olabileceklerimin fazlası için mücadele etmemeyi mesela…
Küçük, kısa, az gibi yetebilecek herşeyin, yettiğini öğrendim…
Çirkinliğe evrilen kabahatleri görebilmeyi öğrendim…
Utanmak, özgürlüktür. Hatasızlaştırır bizi… Tek varlığım kızıma utanmayı öğretmeyi öğrendim…
Her yanı aynalarla kaplı odalarda kendimi izlemeyi öğrendim…
Görmeden bakmayı değil de, katıksız bir samimiyetle hissetmeyi öğrendim…
Bugün dalya yarısındayım…
Dile bile kolay değil, 50…
Benden önce yüzmilyonlarca 50 olanlar kadar, benden sonra olacaklar kadar 50…
Ağbimin öldüğü yaşı geçtim, babamın öldüğü yaşa 1 kaladayım…

Hakan DENKER