Fırtınada uçuş yapıp arama yapan haberciler..
Kendileri için de ölüm riski alan adamlar..
Haberciler..
Haber: Orhan Can ( Dönemin Kanal Haber Yurt Haber Müdürü )
Kamera: Engin Morgül
Yıl 1996..
Kanal D Yurt Haberler Müdürü Orhan Can, Armutlu’da Onno Tunç’un uçağın düştüğü yeri bulanarak enkaza ulaşmaya çalışıyorlar….
O zamana kadar uçak kayıptı ve uçaktakilerin durumu bilinmiyordu.
Uçağın düştüğü yeri bulan Kanal D helikopter ekibi, koordinatmarı bildirdikten sonra sisin etraflarını sarması üzerine helikopterle mecburi iniş yapmışlardı.
Enkaza sis yüzünden ulaşamayan Kanal D helekopter ekibi, olayı karadan takip eden yerdeki muhabir ve kameramanlara devrederek, sis bölgesinden dağlara çarpmamak için merkeze dönmüşlerdi.
Orhan Can’ın üstündeki ‘Can Yeleği’ fırtınada “Deniz üstü uçuş” yaparak Marmara Denizi üstünden gelindiği için giyilmişti.
Ancak, olası bir kaza sonucunda zaten denizde yaşama süresi azami 11 saat civarıdır.
Söz konusu yelek o fırtınada “emergency” ‘Acil Durum’ kalkışını kabul ederek uçuş yapan iki kahraman helikopter pilotlarının isteği üzerine giyilmişti…
Onno Tunç’u ararken… 1996 Selimiye Köyü mecburi iniş..
Orhan Can’ın bu fotoğrafını Kanal D’nin yer ekibinden kameraman Engin Morgül yıllar sonra yine kameraman arkadaşımız Alihan Sönmez’e göndererek paylaştı… ..
14 Ocak 1996 Armutlu
NOT 1: Bu fotoğrafı Atilla Güner gördüğünde Orhan Can’ın üstündeki kabanın kendisinin olduğunu hatırlayacak. O yıllarda ekran için anons yapacak muhabir veya yönetici kısacası televizyoncu, saç sakal traşına ve kıyafetine dikkat ederdi..
O elim kaza için tehlikeli görev için fırtınada çıkış yapacak olan Yurt Haber Müdürü Orhan Can’ın önünü kesen Kanal D editörlerinden Atilla Güner “Bu kabanı giy” diyerek kendi giysisini vermişti..
Habercilik böyle bir dayanışmayı gerektiriyordu..
Bu ilk gün göreviydi. Ertesi gün Kanal D Haber Müdürü Aydın Özdalga’nın bölgeye sevk ettiği Canlı Yayın ekibi dahil 14 kişilik kadrosu karda mahsur kalmış ve donma tehlikesi atlatmıştı..
Fırtınada yüzünden ölüm kalım savaşı veren Kanal D Haber’in yer ekibini kurtarmak için de havadan 2 helikopterle Orhan Can, Celal Pir ve Eyüp Karasakal çalışıyordu.
Onno Tunç’u arama çalışmaları daha sonra haber için bölgeye giden habercileri kurtarma operasyonuna dönüşmüştü.
O kurtarma operasyonunda habercilerden şans eseri can kaybı yaşanmazken Onno Tunç’un enkazına ulaşmaya çalışan 2 üniversiteli genç donarak hayatlarını kaybetmişlerdi…
Bu arama-kurtarma olayında ise Türkiye AKUT adı altında toplanan Türkiye’nin güzel gençlerini tanıyacaktı..
Akut bu olayda da ön plana çıktı.
AKUT daha sonra büyük Marmara Depreminde de ne kadar gerekli bir kuruluş olduğunu tüm dünyaya kanıtladı..
Bugün belediyeler dahil her tarafta Arama-Kurtarma birimleri görüyorsanız, işte o yılların o yiğit ve örnek çocukları AKUT’un önayak olması sayesindedir..
NOT 2:
Onno Tunç, 1996 yılında Bursa’dan İstanbul’a dönerken,
14 Ocak 1996 Pazar günü arkadaşı Hasan Kanık ile birlikte kullanmakta oldukları-aynı uçuş grubundan (Bonair) arkadaşları-Nurettin Hasman’a ait Bonanza tipi uçağın Selimiye köyü yakınlarında düşmesi sonucu arkadaşı Hasan Kanık ile birlikte hayatını kaybetti.
Cenaze töreni için kardeşi Arto Tunç’un yurtdışından dönmesi beklenmiş ve Onno Tunç ölümünden beş gün sonra (19 Ocak 1996 günü) Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi’nde yapılan ayin sonrası Şişli Ermeni Mezarlığı’na defnedildi.
Kitapçıda karşılaştılar
Yıllar sonra tesadüfen buluşma gerçekleşti:
Kitapçıda karşılaştılar
