Bir zamanlar devlet adamları böyleydi..Vahit Halefoğlu ve Gazeteciler.. Faik Kaptan yazdı

 

VAHİT HALEFOĞLU VE GAZETECİNİN DOKUZ BEŞ MESAİSİ…
Uzun yazınca pek okunulmuyor.
Ama iki gün önce kaybettiğimiz Vahit Halefoğlu anısı da pek kısa yazılacak gibi değil.
Ne yapalım isteyen okur.
Bugün toprağa vereceğimiz eski Dışişleri Bakanlarımızdan Vaiht Halefoğlu ne yazık ki basında yeteri kadar yer bulmadı.
Aynı kaybettiğimiz bir başka değer Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, maşallah sayfa sayfa basında, saatlerce TV’lerde. Toplumun spora verdiği değer ile ülkenin siyasal kaderine imza atana verilen değer.
Her ikisine de Allah Rahmet eylesin.
İşte böyle bir anı:

BAK ŞU ÜRDÜN POLİSİNİN YAPTIĞI İŞE..

1983 veya 84 yıl. Sayın Halefoğlu Dışişleri Bakanı olarak Ürdün’e gidiyor.
Rahmetli Sinan Toros ile beraber VİP’e gidip haberini yaptık.
İşimiz bittikten sonra aprondan yürüyerek Kargasekmez denilen bölgedeki Dış Hatlar geliş terminaline yürümeye başladık.
Bu arada Vahit Halefoğlu’da VİP polisleri tarafından Ürdün Havayolları uçağına götürüldü.
Yolda giderken Halefoğlu’nu götüren VİP minibüsünü tekrar Bakanla beraber geri dönerken gördük.
Bunun üzerine biz de koşarak VİP’e geri döndük.
Salonda kıyamet kopuyordu.
Olayı anladık.
Halefoğlu Türk polisi ile beraber aprondan uçağa binerken kendisinin Ürdün Polisi olduğunu söyleyen birisi bakanın üstünü aramak istemiş.
Gerekçesi de uçağa aprondan gelmesi.
Bizim polisler bu andavallı Ürdün Polisine, binen şahsın bakan olduğunu ve VİP salonundan geldiğini söylemişler ama anlayan kim.
Bu konuşmalar yapılırken Ürdünlü polis Arapça olarak küfür etmiş.
HALEFOĞLU’NUN ARAPÇASI MÜKEMMEL.
Arapçayı çok iyi bilen Vahit Halfoğlu birden durup geri dönüyor ve Arapça olarak da o polise gereken cevabı veriyor.
Tekrar minibüse binen Halefoğlu VİP salonuna gelerek durumu Dışişlerine telefonla aktarıp Ürdün Ürdün’e uçağı ile gitmeyeceğini, başka bir uçakla gedeceğini bildiriyor.
İşte biz bu anda devreye girip haberimizi yapıyoruz.
Ancak devir Sıkıyönetim devri.
Olay büyüyünce salona havalimanından sorumlu bir paşa geliyor ve bizden bunu haber yapmamamızı istiyor.
Biz de daha önce araç çağırıp gönderdiğimiz ve telefonla yazdırdığımız haberin kullanılmasının istenmediğini merkezlere bildirdik.
Akşam üzeri, Hürriyet o zaman Cağaloğlu’ndaydı merkeze uğradım arkadaşlarla cemiyet lokaline gidecektik.
O sırada Milliyet’in taşra baskısı geldi.
Şefim birinci sayfada dört sütun üzerine yayınlanmış Halefoğlu haberini göstererek , “Hani haberi vermiyordunuz?” diye sorunca işin rengi değişti.
Bu kez biz de haberi devreye soktuk ve ertesi gün Hürriyet’te de yayınlandı.
SIKI YÖNETİM CEZASI.
Haber ertesi gün hem Hürriyet’te hem de Milliyet’te yayınlanınca malum paşa kıyameti koparttı Atatürk. Havalimanı’nda görevli Albayı arayarak bizi çağırttı.
Basın tarihinde hiç duyulmamış cezayı Albay bize tebliğ etti:
“Bir ay süreyle görev yerimiz olan Havalimanına sabah saat 09.00’da gelip akşam 17.00’de payos edeceksiniz.
Akşam çıkışlarınız polis nezaretinde olacak.
Bu saatler dışında Havalimanı’nda görülürseniz gözaltına alınacaksınız

Evet arkadaşlar inanın bu günleri yaşadık.
Basın tarihinde belki de ilk dokuz beş mesaisini biz yaptık.
Yani Devlet Memuru olduk.
Bu olayı daha sonra Sayın Halefoğlu’na anlattığımızda gerçekten çok üzüldü.
İşte bu nedenle birçok ülkede Büyükelçilik yapan, üç yıl boyunca Türkiye’yi Dışişleri Bakanı olarak temsil eden Fransızca, İngilizce, Almanca, Osmanlıca ve Arapça dillerini çok iyi konuşup yazan Vahit Halefoğlu, Allahın rahmetti üzerinden eksik olmasın.

Faik Kaptan