AYVA KOKUSU
Eğer ayvalar fazla olursa o yıl kış çok sert geçer derlerdi…
Siz hiç kışın bir odaya girince ayva kokusunu içinize çektiniz mi?
Kış demek ayvaların toplanıp evlerde asılmasıdır. İşte o zaman kış başlamış ve dışarıda lapa lapa kar yağıyor demektir. Girdiğiniz odada filede asılı ayvaların etrafa yaydığı o mistik kokuyu içinize çektiniz mi? Dünyanın en otantik esasın gibidir o koku. Bir çok çeşitleri vardı ekmek ayvası ilk yetişen ve ne güzel yenileni idi. Karpuz ayvası ve kara ayva. Kara ayva kışın bekletilmek içindi, aylarca bekleyebilirdi ve bekledikçe daha güzel olurdu.
Sonbaharda kavanozlara ve toprak küplere doldurulan ayva reçelleri evin kilerlerini süslerdi. Hatta cam kavanozlar sonradan çıkmıştı, topraktan yapılmış sırmalanmış küplerdeki reçellerin daha iyi olduğu, aromasının daha güzel hissedildiği dilden dile söylenirdi. Sabah kahvaltılarında masayı süsleyen en önemli tatlı idi ayva reçelleri…
Kalandar’ı bilir misiniz? Karadeniz’de şimdi bilmem kutlanır mı? Rumi takvime göre yılbaşı kabul edilen 13 Ocak’ı 14 Ocak’a bağlayan gece yeni yıla merhaba demektir… Miladi takvimde yapılan eğlenceler gibi evlerde mahallelerde eğlenceler yapılırdı. Çocukluğumuzda yılbaşı olarak bilinen Kalandar’da komşuların kapısına gidip maniler söyleyerek kapı açılınca poşet evin içine atılıp verilecek hediye beklenirdi. O günlerde en fazla ya fındık, yada ayva konulurdu poşetlere. Ben o zamanlar hediyenin hep ayva olmasını isterdim.
Bugün metropollerde yaşayan milyonlarca çocuk, ne Kaladar’ı ne de ayva kokusunu biliyor. Soğuk kış gecelerinde akşamları yapılan sohbetler, dinlenilen radyo tiyatroları veya izlenilen bir televizyon sineması esnasında ayva vaz geçilmez meyvalardan biri idi.
İlk okula giderken çantama bazen ayva koyardım. Ayva bıçak ile kesilmezdi. Çünkü suyu çekilirdi. Bu bir geleneksel bilgi idi. Onun için teneffüste ayvayı bir arkadaşınızla paylaşacaksanız okulun duvarının köşesine sertçe vurup parçalanmasını sağlandınız.
Modernite hayatı tek düzeleştirdi. Farklılıkları yok edip kendi bildiğini bütün insanlığa dayattı. Geleneksel kültür, dil, tarih hatta yeme içme alışkanlıkları modernitenin kurbanı olup ya yok oldu, yada yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Şimdi aklınıza ayva geldiğinde ister kışın ortası olsun, isterse haziran ayında olsun uğradığınız herhangi bir süper marketten satın alabilirsiniz. Ama satın aldığınız o ayvalar sizin çocukluğunuzdaki ayvalar değildir. Çünkü onlar ne kokarlar ne de onların çürükleri vardır. Çünkü onlar endüstriyel olarak üretilmiştir ne kokusu ne de çürüğü olur.
Rene Goun’un, ‘’Modern dünyanın bunalımı’’ diye bir kitabı var ve modernitenin insanlığı nasıl yoksullaştırdığını, ruhunu nasıl kaybettiğini, kapitalist toplumların nasıl bunalıma girdiğini çok güzel anlatır. İşte ayva kokusunu da geleneksel kültürü de modern dünya kaybetti, yarın belki kayıpları daha da fazla olacak.
Ali Değermenci
Nam-ı değer Kuzeyli Dali