NTV ekranında cinayeti gördüm.. Güntekin Onay’a bunu yaptılar

Babıali jargonunda klasik bir başlıktır bu.. Bir kişinin, bir kurumun ya da (futbolda) bir takımın lime lime doğranmasına, alenen katledilmesine, canına kıyılmasına, linç edilmesine tanık olduğunu ima eden bir ifadedir bu.

Ben de bu sabah NTV ekranında; bir cinayete, bir genç adamın, bir gazetecinin katline tanık oldum. İçim parçalandı. Çocuğun kırılmadık kemiğini, kanatmadık tarafını bırakmadılar. Parça parça ettiler. Üstelik sopa da kendi elindeydi. Kendi kendine vurdurdular. Perişan ettiler. Hastanelik ettiler. İnsan içine çıkamaz hale getirdiler..

Sevgili kardeşim Güntekin Onay’dan söz ediyorum.

Dün yazmıştım. Özetle:
Bir hakemin Beşiktaş’ı “kolladığı-kayırdığı” iddiasıyla yayın yapan Fotomaç Gazetesi’ne, Beşiktaş kulübü ambargo ve yasak koymuş, gazetenin sert tepkisine de (Beşiktaşlı olduğu bilinen) Güntekin Onay NTV Spor ekranından tepki göstermişti. (Mealen) “Yahu bu ülkede gazeteciler öldürüldü, basına onca baskı var, onca insan hapse atıldı, bunlara tepki göstermeyip, bir tek BJK’nın bu ambargosunu mu dert ediyorsunuz?..” gibilerden eleştirmişti.

Güntekin’in başına gelecekleri, daha dün tahmin etmiştim. Aynen gerçekleşti.
– Fotomaç ve malum yandaş grubun gazetelerinde linç edilmekle kalmadı,
– Sosyal medyada ne teröristliği ne FETÖ’cülüğü bırakıldı,
– Kuvvetle muhtemeldir ki, kurum içinde de ağır bir tehditle karşı karşıya kalıp alenen özür dilemesi için baskı yapıldı.

Ekrana çıkardılar çocuğu ve (içim parçalanarak söylemek zorundayım) kendi kendini aşağılatarak özür dilettiler.

“Siyaset yapmak aklımın ucundan bile geçmez.. Zaten ben son birkaç ayın baskılarını kast etmedim ki, son 50 yıldan söz ediyordum.. Maksadını aşan sözler, vallahi ber terörist değilim, FETÖ ile işim olmaz, zaten siyasi değildi beyanlarım, ben 25 yıllık gazeteciyim yapar mıyım öyle şey? Zaten öteki arkadaşlar da zor durumda kalmış, onlara da çok yüklenmişler (Beşiktaşlılar’dan yandaş gazeteye gelen tepkileri kast ediyor) . Onlara da haksızlık olmuş.. Özür diliyorum.. Çok üzgünüm…” mealinde kendi kendini dövdürdüler.

Yazıklar olsun.
İnsan çalışanını bu durumlarda bırakır, insan kendini bu durumlara düşürür mü?

İstifa ya da kovma, kovulma diye bir müessese var.. Bedel ödetecekseniz bari “onurlu” bir bedel ödetin.. Bunu yapmak insanlığa sığar mı?

Sen de, madem bir bedel ödeyeceksin.. O bedeli onurunla öde be kardeşim. Ya çek git, ya da delikanlı gibi kovmalarını bekle. Bu duruma neden sokarsın kendini?

Ama, bütün bu olayın ardındaki yanlışlar, alçaklıklar, onursuzluklar hala orada asılı duruyor..

Yandaş-yalaka-yavşak ve Beşiktaş düşmanı medya ikiyüzlülüğünden, çifte standardından vazgeçmiş değil. BJK kulübünün bir grup gazeteciye (hoşuna gitmeyen yorum yaptı diye) uyguladığı ambargonun ayıbı da kulübün üzerinde asılı duruyor..

Sadece, bunlara bir de NTV Spor’un ayıbı eklendi.. Kendi elemanının sosyal medya katillerine kurban etti. Hem de bıçağı kendi eline vererek.

Umarız, Beşiktaş Kulübüne de (yanlış bulmama rağmen) daha 5 gün önce koyduğu ambargoyu, yine tehdit ve şantajla böyle onur kırıcı biçimde kaldırtmazlar.

(Not: Yazıyı bitirdikten sonra öğrendim. BJK Kulübü yasağı kaldırmış bile.. İyi yapmış.)

ALLAH BELANIZI VERSİN MÜMTAZ’LAR!