TEKZİP!..Zamanımızın onurlu, ilkeli gazetecilerinin mesleklerini ifa ederken en büyük bireysel kaygısı ‘tekzip’ yemekti! Ali Bilge Hasdemir yazdı

😞🤨🤭

TEKZİP!..
70’li yıllar ve sonrası gelişen, teknolojiyle değişen, emekçi kavramı devşirilen gazetecilik mesleğine ilişkin olumsuz gelişmeler yaşandı..
Zamanımızın onurlu, ilkeli gazetecilerinin mesleklerini ifa ederken en büyük bireysel kaygısı ‘tekzip’ yemekti!..
Tekzip; sağlam, sağlıklı verilere dayanmayan, teyit edilmeyen (kaynaklarından doğrulanmadan) yayımlanmış bir haberin yalanlanması anlamına gelmektedir..
Gazetecilik ilkelerine ve etik değerlerine asla uymayan bir mesleki kusur, hatta suç unsurudur..
Bu değerin etki ve sorumluluk alanı, tüm muhabirleri, yazarları, haber sorumlu müdürlerini kapsamaktaydı eskiden..
Yaptığı bir habere imzasını atan muhabirin, ya da yazısında yetkin olmayan, şaibeli bir kaynağı kullanan yazarı ‘yalan’ , ‘şüpheli’ ve ‘eksik’ ya da ‘tek yanlı’ yazmakla suçlaması çok ciddi bir meseleydi..
O nedenle kendi öz denetimini öncelikle yapardı iletişim çalışanları..
Sorumluluk taşır, haddini aşmamayı da unutmazdı..
Bizler, haberlerimizi oluştururken, ‘iddia’ şeklindeki haberlere son derece temkinli ve kontrollü yaklaşırdık!.
Sebep ile sonuç arasındaki ilişkiyi de önceden çok iyi anlayacak şekilde donanımlı yetiştirilmiştik çünkü..
Genç gazeteciler olarak kısa sürede kavradığımız bir realiteydi bu!..
Doğruluğu kanıtlanmamış savları, teyide muhtaç iddiaları ciddiye almanın bedelinin ağır olduğunu iyice öğrenmiştik..
Dolayısıyla hem basın mensubunun, hem de kurumunun itibarını zedeleyen, hukuken de ‘suç’ unsuru da taşıyabilen yüz kızartıcı bir olaydı..
Çünkü ilkeli gazetecilikte; ‘haber kutsaldır’ prensibi her şeyden önce gelirdi.. Ve tartışılmaz bir kuraldı..
Ustalarımız bizi böyle yetiştirmişti, bizler de haber yönetim kademelerine getirildiğimiz zaman mesleğe yeni başlayan genç stajyer kardeşlerimize aynı prensipleri aşılama ve asla çiğnetmeme çabasında olduk..
Çok düşünerek, iyi analiz ederek karar verme işidir gazetecilik..
O zamanların ruhu ile bu zamanların ruhu tamamen aksine işliyor!.. Taban tabana zıddı uygulamalarla son derece ilkel, çirkin, çok olumsuz gelişmeler yaşanıyor!..
Mesleklerin ve kurumların yıpratılması sürecinde, bu yaşamsal önemdeki değerlerin içi boşaltıldı.. Hoyratça!..
Diğer ilke ve prensiplerin hemen çoğu da önemsiz kılındı..
İtiraf etmemiz gerekir ki, artık ne tekzibe uğrama gibi bir çekince, ne de ‘sonuçta bedelini ağır öderim’ şeklinde bir endişeden söz edilemez artık, eser miktarında bile kalmadı!..
Günümüzde, ne yazık ki, böyle bir kaygıyı tamamen ortadan kaldırdılar!..
Sonuç; kamuoyu nezdinde, artık medyada yazılan çizilenlerin teyide muhtaç bilgi ve haberler olduğu, örselene örselene inanılırlığını yitirdiği bir ‘ayıp tablosu’ ortadaki koskoca bir gerçektir bugün..
Üzgünüz, yılların ardından büyük düş kırıklığı yaşıyoruz..
Ve sanırım mesleğin geleceğine ilişkin asıl şimdi daha çok kaygılıyız!. .😔

TC Ali Bilge Hasdemir
_ahd_