Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları son padişah Vahdettin’i Ankara’ya davet ederler. “Gelin padişahımız olarak başımızda olun” derler. O, İstanbul’da İngilizlerle kalmayı tercih eder

 

Atatürk üniformasını çıkartır ve milli mücadeleyi başlatır. Hakkında idam kararları çıkartılır; tetikçiler gönderilir, yandaşlar ona karşı ayaklandırılır…

İstanbul’da Meclis-i Mebusan İngilizler tarafından kapatılır. Mebuslar toplantı Çan’ını da sökerek Ankara’ya kaçarlar.

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Osmanlı İmparatorluğu için son mücadeleleri vermektedir. Halkın tamamının desteğini almak için son padişah Vahdettin’i de Ankara’ya davet ederler.

“Gelin padişahımız olarak başımızda olun” derler. Vahdettin ise İstanbul’da İngilizlerle kalmayı tercih eder. Sonraları İstanbul’u terk ettiği gemilerin sahipleriyle…

Oysa halkı ve komutanları onu beklemektedir. Belki de onu katledeceklerinden korkmuştur, ya da yargılanmaktan, kim bilir…

Ama bugün demokrasiyi içselleştirememiş bir güruh hala Vahdettin’in Atatürk’ü kurtuluş savaşı ile görevlendirdiğini iddia ederek padişahlığı yüceltmeye çalışıyorlar.

Bilmiyorlar ki padişahlık seçimle gelmez. Gerçi bunların seçeceklerinden ne olur o ayrı… Napoleon da Fransız kralının komutanıydı…

Ben Fransızlardan Kralın onu görevlendirdiğini duymadım. Bu halifeliğin hayalini kuranların işi bilirim…

Bunlara kalırsa memleket Afganistan’dan beter olur bilirim. O nedenle cehalete övgüler dizilmesi yazıktır. Millet cehalete övgüler düşerken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İlber Ortaylı hocamıza ONUR ödülü vermesi anlamlıdır.

İlber Hocayı iyi dinlersek tarihte neler olduğunu gerçeğe en yakın şekliyle öğreniriz.

Tanyel Yılmaz