Huzur evinde biten hayat.. Cemil Özyıldırım şimdikilerin yanından bile geçemeyeceği gazeteci Oktay Şengüler’i yazdı

Oktay Şengüler

Huzur evinde biten hayat

Onu arkadaşları ve dostları, ‘’sakin bir denizi’’ seyreder gibi izlerdi.
O denizin dalgalanıp, kabardığı hiç görülmedi.
Kendi halinde bir insandı ve bu nedenle üzerine ‘’Efendilik’’ kıyafetini yakıştırmıştı.
Pertevniyal Lisesi mezunu idi. Hiç kimse, biri ile münakaşasına, ya da kavgasına tanık olmamıştı.
Şakanın esprinin gırla gittiği bir çalışma ortamında, o hep dışarıdan izleyen olmuştu.
Aslında soğuk bir insan da değildi.
Arkadaşlarına ve dostlarına büyükse saygı, küçükse sevgisini göstermekten de geri kalmazdı.
Gazetenin kafeteryasındaki yemeğe, herkesten sonra çıkar, çayını-kahvesini masasında içerdi. Bu arada masası demişken, çekmecesinde “atıştırmalık’’ yaptığı bisküvisi, kuru yemişi eksik olmazdı.
En uzun meslek yıllarını Hürriyet gazetesinde geçirdi.
1970 yılında girdiği Hürriyet gazetesinden sonra Günaydın, Güneş, Meydan, Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde çalıştı. Çok iyi bir muhabirdi.
Hürriyet Gazetesinin İstihbarat Servisi’nin güvenilen, iş takibi yapan, gittiği işlerden eli boş dönmeye bir elemanı idi. Daha çok magazin ağırlıklı çalışır, sanatçı topluluğu ile iyi ilişkilerinin meyvesini toplardı.
Hürriyet Gazetesinin Hafta Sonu gazetesi ve magazin ağırlıklı dergilerinin kadrosu içinde çalışmamasına rağmen, Hürriyet için yaptığı haberler orada da kullanılırdı.
Yaptığı haberlerin resimlerini kendisi çeker, haberini de daktilosunun başına geçip, sessiz-sedasız yazardı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin 1986 yılında düzenlediği Gazetecilik Başarı ödüller yarışmasının yanı sıra, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yarışmalarından da ödüller almıştı.
İşte böyle bir insan, böyle bir meslektaşımız idi Oktay Şengüler…

Atatürk hayranı idi..

Kaybından büyük üzüntü duyduğumuz Oktay Şengüler, son yıllarını kendi isteği ile huzurevinde geçirmek istedi.
Bu nedenle Maltepe’de özel bir huzurevinin sakini oldu.
75 yıllık yaşamı 8 Eylül 2019’da saat 05.00’de, huzurevinde geçirdiği kalp krizi sonucu son buldu.
O tam bir Atatürk hayranı idi.
Atatürk hakkında olumsuz konuşanlara çok kızar,  “Sen eğer Türk isen, Atana da sevgi ve saygını eksik etmeyeceksin’’ diye çıkışırdı.
Bir çıkıştığı insan da gazeteci Cengiz Semercioğlu olmuştu. Emekli olduktan sonra gazetecilikten kopmadı Kendi blogunu (blogspot.com) oluşturarak “Oktay Şengüler’in Matrağı’’başlığı ile köşe yazıları yazdı.
7 Kasım 2013 Perşembe günü yazdığı köşe yazsında, gazeteci meslektaşı Cengiz Semercioğlu’nun bir yazısına tepki gösterdi. Semercioğlu yurt dışından gelecek ünlü bir golf sporcunsun, Boğaz köprüsünün ortasından köprü çıkışına kadar bir atış yapacağını, bu yüzden köprünün trafiğe kapatılacağına tepki gösteren araç sürücülerinin isyanına hak veren bir yazı kaleme almıştı.
Oktay Şengüler buna karşı düşüncelerini şöyle kaleme almıştı.

“Bu gün köşende yazdığın yazı dikkatimi çekti. Okudum. Okudukça üzüldüm.
Hürriyet Gazetesinde yıllarca severek çalıştım.
Evime hala Hürriyetten başka gazete girmez.
Ülkesini seven milyonların içinde ben de Türkiye’nin tanıtımı için dünyaca ünlü golf sporcusunun getirilmesine karşı çıkamam. Üstelik desteklerim de.
Ülkemizin bu gibi ünlülere çok ihtiyacı var.
Ancak yazdıklarına ben de gıcık oldum.
Sen ne yazmışsın? Sana hatırlatayım: “Ama bu millet yine isyanda. Çünkü o kadar rahatımıza ve lüksümüze düşmüşüz ki, asla bozulsun istemiyoruz. O gün aracını bırak, komşunun, arkadaşının aracıyla geç. Motor, vapur kullan. Metrobüs kullan. Marmaray’ı kullan. Yok, illa kendi araçlarıyla köprüden geçecekler. Bu yüzden Tiger Woods’ın köprüde atış yapmasına gıcıklar”.
Oldu mu be GICIK ! ..
Umarım “Gıcık” diye adlandırdığın ve gıcık dediğin milyonlarca kişi, seni topa tutar inşallah…’’

Magazinci gözü ile sanatçılar

Oktay Şengüler’in yine ‘‘Kişilik bunalımı’’ başlıklı bir köşe yazısında, sanat dünyasına bakış açısı, usta bir magazin muhabiri gözü ile şöyle idi:
“Bazı aktörler, starlar, dizilerde üstlendikleri rolleri, maalesef günlük yaşamlarında da devam ettiriyorlar. Çok tehlikeli olan bu durum, çoğu zaman tatsız olayların çıkmasına yol açıyor. Müdavimi olduğum barın tanınmış barmeni, “Oktaycığım, filanca ünlü bey geldiği zaman, dizide rol aldığı karakteri ile ilgi tavır göstermemi istiyor. “Ne alırsınız’’ diye sorduğumda “Dizide içtiğimden’’ cevabını alıyorum. Yanlış bir içki verdiğimde sinirlenip, bardağı fırlatıyor.” diye yakınıyor.
Vallahi şaşırmadım desem yalan olur.
Birkaç psikolog arkadaşıma sordum Bu konuda şikayetçi olan o kadar çok ünlü geliyormuş ki şaşırırsınız.
Günlerce, aylarca tedavi gördüklerini, bazılarının bu durumdan kurtulduklarını, ama bütün çabalara ve telkinlere rağmen bazılarının kurtulamadıklarını söylüyorlar. Haa.. Bu ünlüler kimler mi?.. Yorum yok. Adları bende gizli kalsın. Onlar zaten kendilerini bilirler. Bu ünlü kişilerin de bu yazıdan sonra beni de arayacaklarını da tahmin ediyorum.
Oktay Şengüler emekli olduktan sonra içine kapanık bir hayat yaşadı. Babıali’den uzaklaşmış, arkadaşları ile ancak telefon görüşmelerinde sesini duyurmuştu. Bu arada sağlığı bozulmuş, ağır bir bağırsak ameliyatı da geçirmişti. Yurt dışındaki kızı Banu Şengüler, babasına attığı bir mesajda şöyle diyordu:

“Geçmiş geçmişte kaldı. Gelecek günlerin mutlu-huzurlu-sağlıklı olsun.
Senin mutlu olduğuna eminim. Ammmaaa.. Hem mücadele eden, ederken de acı çekmeyen gülen olarak seni hep anacağım. Başaracağına eminim. Çünkü sen kendini aştın, primasın.
Doğum günü olan madam, matmazel ve mösyö arkadaşlarımın da mutlu sağlıklı bir ömür tüketmelerini dilerim. Sevgi ile hep kalın. Yaşamı kucaklayın, sıkı tutunun’’

Banu Şengüler, bu mesajından bir süre sonra İstanbul’a döndü ve ‘’Gelecek günlerin mutlu, huzurlu, sağlıklı olsun. Yaşamı kucaklayın, sıkı tutunun’’ dediği babasını ölünceye kadar yalnız bırakmadı.
Sürekli basın kartı sahibi Oktay Şengüler, Hürriyet Gazetesi Muhabiri rahmetli Engin Bilginer ile birlikte “Sakın anneme davulcu olduğumu söylemeyin’’ adlı bir kitaba imza atmış,
‘’Benim adım sosyete’’ adı ile de kendi kitabını yazmıştı.
Şengüler’in cenazesi 9 Ekim 2019 Çarşamba günü, Fenerbahçe Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından, Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığına toprağa verildi…

Cemil Özyıldırım

Oktay Şengüler
Oktay Şengüler
Oktay Şengüler – Engin Bilginer