“Hayata Tutunmak 26 – 45 Projem kapsamında Sinop Gerze’de panel verecektim. Vali Bey aradı..”

Hayata Tutunmak 26 – 45 Projem kapsamında, Sinop Gerze’de panel vereceğim, panel yeri eski bir yazlık sinema, sinema da iğne atsanız yere düşmez, halk resmen kapılardan taşmış, bu durumda sokağa da megafon koydurdum. Akşam üzeri vali bey arayıp,

– Sinop’ta siz entelleri, çevrecileri sevmezler, geçen hafta nükleer santral karşıtlarını dövdüler, sizi de dövebilirler, size özel güvenlik ekibi tahsis edemem, ya ilimden sessizce gidin, ya da başınıza gelecekleri peşinen kabul edin dedi! .. Ona tek kelimeyle yaşayalım ve görelim dedim. Sinop merkeze geldik,Çekimlerimizi yaptık ve gerze ilçesine pedal bastık. İlçe girişinde polis yolumuzu kesecekti, hemen üzerimizdeki karşıt tişörtleri değiştirip, yolumuzu kesen polisleri atlattık ve ilçeye girdik, eski belediye başkanı eğitimci bir insandı, son derece idealist bir kişilikti, beni ve ekibimi karşıladı, başkanın desteğiyle, kesemizin gücüyle belediye oteline yerleştik… Vereceğim panele 3 saat vardı. Ne tesadüf ki, bir anda beni arayıp, panel vereceğiniz, yazlık sinemanın sahne bölümü yandı! dediler…

– Eyvallah, bizde sahne olmadan o paneli veririz, zaten sahne tozuna alışmamış, bünyemiz dedim ve geri adım atmadım. Gerze de vereceğim panel 3 defa farklı saatlere ertelendi, baktım halk kaldırımlarda oturmuş, panel saatini bekliyor, bende onlarla aynı kaldırımlara oturdum ve beklemeye başladım.

– Vali bey halkın tepkisine karşı duramadı ve 21.30 da panele izin verdi, sahneye çıktım, önümde polisten bir sur, ulan halkı göremiyorum! Göremediğim insanlara! Ben Ne anlatayım? Baktım sahnede eski bir masa, aldım masayı getirdim sahnenin ortasına, çıktım üzerine ve…

– Hayatımda hiç kendimi bu kadar güvende hissetmedim, sevgili polis arkadaşlarım, lakin ben, beni ayrı koyduğunuz, o halktan bir bireyim! Madem gözaltımız olacak, lan bir izin verin, iki kelam edeyim! dedim.. Polis sahneyi terk etti, zorda olsa paneli verdim, panel sonrası tüm ekip, gözaltına doğru yola çıktık! o sırada ufak bir kız çocuğu koştu kucağıma zıpladı, kulağıma eğilip, sağdaki sokakta güvende olacaksınız, oraya doğru dönün. dedi ve geldiği gibi fırladı gitti fırlama! O anın verdiği gerginlikle bir karşımızda duran çevik kuvvete baktım, bir sağdaki sokağa, ansızın; ani bir kararla sağımda kalan sokağa yürüdüm, baktım binlerce sinoplu, gerze mendireğine açılan sokakta bizi bekliyor, karıştık aralarına, kadındı erkekti demeden hemen uzattıkları gömlekleri üzerimize giydik, saçlarımız farklı taradık ve halkın arasında otelimize doğru yürüdük, otele gelince kapı önünden sessizce odalarımıza dağıldık…

Oteli eski belediye başkanı organize etmişti,, oda isimlerimizi kendi seçmişti ve o gün, ” dünya hemşireler günüydü! doğanın adı ayşe’ydi, benim ki menşure, o gün bugündür, çok gülerim bu işe…

Sevgilerimle…

Murat Ceylan