Ah Selanik… Seni bir daha Türk olarak görebilecek miyim?

3. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal - Erzurum Valisi Münir Akkaya - Dr. Binbaşı Refik Saydam -Süreyya Yiğit - Mazhar Müfit Kansu

Ah Selanik… seni bir daha Türk olarak görebilecek miyim?

Ali Fuat, sohbetin devamında arkadaşının halinde bir tuhaflık fark etti.
Ayrı bir mahzunluk üzerine çökmüştü. Çok fazla konuşmuyor, mütemadiyen dalıp gidiyordu. “Sende bir şey var, ne oldu?” sorusu üzerine gözleri nemli şekilde konuşmaya başladı:
“Müteessirim.
Doğup büyüdüğüm Selanik acaba Türklerin elinde kalacak mı?
Ben eğer Trablusgarp’tan dönersem yine buralara gelebilecek miyim? Korkuyorum Fuat, korkuyorum.”

Mustafa Kemal, Balkanlar’dan yaklaşmakta olan bir savaş kokusu alıyor ve endişeleniyordu. Bulgaristan bağımsızlığını yitirmiş;
Bosna Avusturya’nın eline geçmiş;
Girit ve Arnavutluk’ta bir isyan patlak vermişti.
Tüm bu gelişmeler karşısında meşrutiyet idaresi gerekli atılımları sağlayamamış, üstüne ordu siyasete iyiden iyiye bulaşmıştı.
Bu hal karşısında Balkanlar’da silahların patlaması sürpriz olmazdı.
Böyle bir halde düşmanlar evvela Selanik’i hedef alırdı.
Arkadaşının gözlerinden süzülen yaşları fark eden Ali Fuat, çaresizce onu teselli etmeye çalıştı.
Mustafa Kemal’i ilk kez böyle üzgün görüyordu.
Ve uzun bir süre boyunca onu göremeyeceğinin farkında değildi.
Ay o gece Olimpos Dağları’nın ardından kaybolurken,
Mustafa kemal içini çekerek, “Ah,Selanik…” dedi. “Seni bir daha Türk olarak görebilecek miyim?”

Kaynak:Con Sinov,Yarının Adamı Mustaf Kemal’i anlamak,s.118