Sene 1990 ya da 1991 yılı Hürriyet Gazetesi’nde görev yapıyorum.
Gazeteden bir paket gönderdiler Beşiktaş Ortaköy’de Bedri Baykam’a elden teslim etmem gerekiyor.
Önce bir cinayete gittim üç ceset var.
Ardından bir yangın iki ölüde orada çektik.
Cinayet mahalinden kan yangından da yanık insan kokusu üzerime sinmiş.
Ve son olarak Ortaköy’e paketi vermeye gittim.
Ortaköy’de sahil yoluna paralel dik bir yokuşun başında ilk bina. Zile bastım dış kapı açıldı.
5. Kata çıktığımda daire kapısı açıktı ama kimse yoktu.
İçeri girmeden kapıya tıklayıp beklemeye başladım.
Bir anda kapıda çırılçıplak dünya güzeli bir kız belirdi.
Ben anlık şaşkınlığımı belli etmeden kendimi tanıtıp Bedri Bey’e bir paket olduğunu söyledim.
O sırada içeriden “kimmiş” diye başka bir kız seslendi.
İçeri buyur edilince girdim ve iki çıplak kız daha olduğunu gördüm.
Tamamen çıplak üç model kız ve elinde paleti ve fırçasıyla altında bol renkli paçalı donu yarı çıplak Bedri Baykam beni süzüyordu.
Kısa sohbetin ardından paketi bırakırken kızlardan en güzel gözlü olanı elindeki viski kadehini göstererek “bir şey içer misiniz” dedi.
Ben tam bir kadeh isteyecekken yanımda ki telsiz sinyal verdi ve Şefim Celal Korkut anons etti.
Bir kaç dakika sonra arabada yeni bir olaya ve yeni cesetlere doğru seyir halindeydim.
Güzel gözlü kızla viski içme görevinden ise sonsuza kadar sarfınazar edilmiştim.
CKM’de Bedri Baykam sergisini gezerken hatırladım o günü yıllar sonra 😎
Burak Ersemiz
