1960’li yıllardı. Ramazanın son üç gününe girilince hane halkında bir telaştır başlardı. Tepsi tepsi baklavalar, börekler, sarma dolmalar, çeşit çeşit yemekler yapılmaya başlanırdı. Bahri Kayaoğlu geride kalan o günleri yazdı

Çocukluğumun bayramlarını hatırladım…
***
1960’li yıllardı…
Ramazanın son üç gününe girilince hane halkında bir telaştır başlardı. Tepsi tepsi baklavalar, börekler, sarma dolmalar, çeşit çeşit yemekler yapılmaya başlanırdı…
***
Arife günü, kasabamızda ertesi günü başlayacak şenliklerin hazırlıkları doruğa çıkardı. Çadır tiyatroları gelir, kumpanyalar kurulur, kâğıt helvacılar, macuncular son hazırlıklarını yapar hummalı bir alışveriş alır başını giderdi…
***
Yokluk yıllarıydı…
Ama yine de bayram hazırlığı her evde yapılırdı. Çocuklara yeni elbiseler, ayakkabılar alınırdı. Bayram sabahına kadar bütün çocuklar yeni giysilerini titizlikle saklar hatta son gece yataklarının başucuna koyar, bambaşka bir heyecana kapılırlardı…
***
Bayram sabahı namazdan çok önce kalkar, yeni elbiselerimi giyer, rahmetli babamla birlikte merkezdeki camiye yürürdük. Benim gibi bütün kasabamızın çocukları da babaları ile birlikte camiye gelirdi…
***
Bayram namazı sonrası camiye gelen bütün kasabalı hemen oracıkta sıra olur bayramlaşırdı. Biz çocuklar, büyüklerin ellerini öper, ilk 25 kuruşlukları toplamaya başlardık. Namaz sonrası her evde ziyafet sofraları kurulurdu. Ve bu sofralara, camiden çıktıktan sonra bir iki konuk muhakkak getirilirdi…
***
Yemeklerden sonra önce büyüklerimizin ellerini öper ardından hemen sokağa çıkardık. En yakın komşumuzdan başlayıp tüm kasabayı ev ev dolaşır, harçlık ve şeker toplamaya başlardık. Annelerimizin o gün için özel olarak elbiselerimizin altına diktiği büyük ceplerimiz rengârenk şekerlerle dolardı. Harçlıklarımız, çadır tiyatrosundaki sirk gösterilerini seyretme bedeli olarak tükenirdi…
***
Anadolu’da o eski bayram gelenekleri halen sürüyor mu bilmem ama İstanbul ve diğer büyük şehirlerde artık o bayramlar yaşanmıyor. Dolayısıyla çocuklarımız da bayramın gelenek ve göreneklerini sadece anne, baba ve diğer büyüklerinin ellerini öpmekle geçiştiriyor. Çadır tiyatrolarını, sirk gösterilerini, balon ve uçurtma uçurmayı hayal etmelerine bile artık olanak yok. Komşuları dolaşıp harçlık ve bayram şekeri toplamayı da ayıp olarak sayıyorlar…
***
Yazık…
Çocukluğumun heyecanını şimdiki çocuklar yaşamıyor, ona yanıyorum…
***
Bu vesile ile bütün arkadaşlarımın bayramını kutluyor, tüm yaşamlarının bayram sevinciyle geçmesini diliyorum…
***
Bahri Kayaoğlu / Bayramlaşma