12 Eylül darbesinden sonraki ilk 2-3 yıl dışında 80’ler şimdiki dönem ile mukayese edilemeyecek kadar basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün olduğu bir dönemdi..
O sayede 83 – 84 yıllarında, darbe öncesi yılları anlatan kitaplar ve yazılar çıkmıştı..
Bu sayede bizler; darbeci generallerin, darbeyi yapacak şartların olgunlaşması için günde 20-30 kişinin ölmesine, sadece Ankara’da bir günde onlarca bomba patlamasına göz yumduklarını öğrenmiştik..
Terörden bıkan halk darbeyi bu nedenle sevinçle karşılamış ve 12 Eylül anayasasına %92.5 oranında ‘evet’ oyu vermişti..
Muhakkak ki ileride Türkiye normal demokratik kuralların işlediği bir ülke olacak ve bugünlerin tarihi tarafsız olarak yazılacak..
İşte o zaman Oslo görüşmelerinde MİT yetkilisinin pkk’lılara “Şehirleri bomba deposuna çevirdiniz,hepsini biliyoruz..” dediği bombaların nasıl olup da bulunamadığını, yüzlerce kilo bazen tonlarca bombaların ülke içinde kolaylıkla taşınabildiğini ve insanlara Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri yok edilirken (Laiklik ve Üniter yapı..) “oh be, kurtulduk” dedirtebilmek için nelere göz yumulduğunu öğreneceğiz..
Bu soruları sormak ve sorgulamak siyaset yapmak değil hepimizin görevi olmalı, her bomba patladığında 2 gün beddua edip lanet okuyup sonraki bombaya kadar her şeyi unutarak, sadece ülkemiz üzerinde kötü emelleri olanlara hizmet etmiş oluyoruz…
Fahrettin Bozkurt
Kaynak: facebook
