Siz de özlemediniz mi… Buram buram ‘eski günler’ kokan bir yazı.. Zafer Arapkirli’den

ÖZLEM…

Bazı şeylerin kokusu, tadı, dokusu filan bize kötü gelirdi bir zamanlar.
Ama itiraf edin.. Özlemediniz mi o günleri?

Misal;

– Dilimizde ıslattığımız pulun arkasındaki o (ne zaman varır acaba merak duygusuna karışmış) zamkın tadını.
– Odunlu kömürlü sobalardan yayılan ve içimizi ısıtan is kokusunu.
– Sobanın üzerine bırakılan portakal-limon-mandalina kabuğunun, içine atılan kestane-ceviz kabuklarının yanık kokusunu.
– Köşedeki fırının, sabah ezanına yakın saatlerde başlayan “pişkin ekmek” kokusunu.
– Güğümle dolaşan sütçüden alınmış sütün kaynama anında ocaktan gelen “neredeyse yanma noktası” kokusunu.
– Pazardan yeni gelmiş annemin bize tattırmak üzere kestiği domates ya da hıyarın kokusunu (inanmayacaksınız ama, kokardı sebzeler bir zamanlar)
– Arife gecesinden pişen kadayıfın sabaha kadar şurubunu çektiğinde salmaya başladığı o güzelim ve davetkar, o tahrik edici, o baştan çıkarıcı tatlı kokusu.
– Eski çivitli (annenize sorun) çamaşırların, dışarıda kuruduktan sonra içeri alındığında katlanırken burnunuza gelen o “pir-ü pak”lık kokusu.
– İlkokul yıllarının kolalı yakalarının ilk giyildiği anda burnunuzu fetheden temiz kokusu.
– Rahmetli Babamın, sabah kalkar kalkmaz ilk iş kendi özel cezvesinde pişirdiği kahvenin, insanı yataktan dışarı çeken kokusunu.
– Bir de hiç kimsede olmadığına emin olduğum o (exclusive) koku: Çikolata fabrikasında usta olan babamın üzerine sinmiş, birinci kalite kakao kokusunu.
Zafer Arapkirli

zafer