Sabah işe giderken radyo kanalları arasında zaplıyordum ki bir kadın konuşuyordu

Geçenlerde sabah işe giderken radyo kanalları arasında zaplıyordum ki bir tanesinde hoşuma giden bir şarkının ardından bir kadın (evet bayan değil, sonuçta bu bir tuvalet tabelası değil, bu arada artık kibarca herkes lavaboya gidiyor ya, ben tuvalete gitmeyi tercih ediyorum) programa bağlandı ve 2017’de başına gelen en önemli olayın ne olduğunu anlatmaya başladı.

Hikayenin hiçbir tarafı çarpıcı veya olağandışı değildi. Tahmini 45-50 yaşlarında bir kadın, bu yılın başında eşinden boşanmış, 20 yıl önce İzmir’e yerleşmiş (aksanı İç Anadolulu gibiydi) ve köyden gelip kent hayatına alışmakta nasıl zorluk çektiğini, baştan aradığı komşuluk ilişkilerini bulamadığını, ama İzmir’e alıştıktan sonra da başka şehirde yaşamayı hayal edemediğini ve ailesinin geri dönmesi yönündeki ısrarına rağmen üniversitede okuyan oğluyla beraber orada kalmaya devam ettiğini söyledi.

Beni etkileyen bu kadının mücadeleci yapısı ve pozitif ruh hali oldu. Anladığım kadarıyla bir evde gündelikçi olarak çalışıyor, kazandığıyla borç harç evine mobilya ve televizyon almış ve onların taksidini ödüyormuş ve kimseden destek almıyormuş. Kendini ayrıca çok net cümlelerle ve güvenli bir şekilde ifade ediyordu.

Bu kadını dinlerken tam da ülkenin ve hatta dünyanın böyle insanlara daha fazla ihtiyacı olduğunu düşündüm. Bu kadar öfkeli, stresli, umutsuz ve sevgisiz insanla karşılaşırken, yaşama azmiyle hayata tutunan, yeni bir başlangıç yapabilen ve bunu yaparken özgüveninden bir şey yitirmeyen bu tarz insanlar ve onların yetiştirdikleri bireyler yoğun çelişki ve farklılıkların bir arada yaşamaya çalıştığı Türkiye için bir umut ışığı gibi geldi bana.

Zaten yeni yılın daha güzel olması sadece dilemekle değil, cesaretli, çalışkan, güvenli, azimli, merhametli, hakkaniyetli, hoşgörülü, fedakar ve dürüst insanların sayısının artmasıyla mümkündür. Toplumlar nasıl bireylerden oluşuyorsa gelen yıllar da o insanların yansıması olacaktır. Benim her zamanki gibi dileğim insanların daha çok okuyarak, gezerek, izleyerek, dinleyerek, görerek ve sonunda sorguladıkları bir yıl olsun, gerisi kendiliğinden gelir.

Görkem Işık