NOKTALAMANIN DİLİ

NOKTALAMANIN DİLİ !

Çehov’un “Ünlem İşareti” adlı öyküsünde yılların zabıt katibi Fomiç, eğitimsizliği, alaylılığı ile alay edilen bir ortamda, yazılarında yıllar yılı hiç “ünlem” işareti kullanmadığını fark ediyor. Öğreniyor ki, bu işaret hitaplarda, kıvanç, öfke, sevinç, kızgınlık ve daha başka “duyguların” anlatımında kullanılıyor.

Olağan bir gün içindeki tüm konuşmalarımızı (yazılarımızı da) sonradan tekrar gözden geçirip, yerli yerine noktalama işaretleri koymuş olsak;
ve baksak virgül ve noktayı ne kadar çok kullanmışız, iki nokta ve noktalı virgüle ne sıklıkta başvurmuşuz, soru işaretlerimiz az mı, ünleme ne kadar ihtiyacımız olmuş?

Günümüzün, günlerimizin nasıl geçtiği ve biz nasıl biriyiz, muhataplarımız bizi nasıl değerlendiriyor sorularının yanıtı bu işaretlerde saklı sanki… İki noktaların çokluğu bir monolog, noktalı virgüllerin çokluğu “eee uzakttın artık”, ünlemler duygu yoğun bir gün, soru işaretleri karşı tarafa kapı açmak, onu konuşturmaya çalışıyor olmak anlamına gelemez mi?

Metin Başaran