COFFEE-TO-GO
Dün sevgili meslektaşım Anıl Ergin de ünlü (Amerikalı?) kahve zincirinin önündeki kuyruğun fotoğrafını paylaşarak “Nedir yani? Sattıkları da kahveye benzese…” tadında bir paylaşım yapmıştı. Yazdıklarına katılıyorum
“Yaşlılığıma – nesil farkına” filan verebilirsiniz. Ama ben bu “Taşınan kahve” işine gıcık oluyorum. Kahve öyle bir içecektir ki, oturulur keyifle ve tadı çıkarılarak, huzurlu bir ruh haliyle “hakkını vererek” ve tabii muhabbet eşliğinde içilir.
Nedir bu, karton kaplara konulup üzerine de plastik bir kapak kapatılıp, etrafına da “el yakmasın” diye bir tabaka daha karton konulup, sokakta, metroda, otobüste filan gezdirile gezdirile içilen kahve modası abi?
Kahve, porselen veya seramik fincanda (haydi bilemedin mug-kupa benzeri bir şeyde) ayaklar uzatılıp arkaya yaslanarak tüketilen bir içecek olarak kalmalıydı. Ruhuna fatiha okuduk. Hem de bu ülkede.. Hem de bu ülkede….
Zafer Arapkirli
