FETÖ ve suç ortağı gazetecilerin bir başka Cinayeti: Albay Murat Özenalp.. Unutma Türkiye..

‘Eşim şehit olarak kabul edilmelidir’
Balyoz’dan 16 yıl hapse mahkûm edilen Albay Murat Özenalp’in ölümünün 4’üncü yılı. Sema Özenalp, “Eşimin, FETÖ terör örgütüyle mücadelede kaybedilen bir şehit olarak kabul edilmesini istiyorum’ diyor…

Gökhan Karakaş – İstanbul – Milliyet Gazetesi
Balyoz davasında 16 yıl hapis cezasına mahkûm edilen ve yeniden yargılanmayla beraat ettiğini göremeden hayatını kaybeden Kurmay Albay Murat Özenalp, ölüm yıldönümümde anıldı.

Ankara’daki Karşıyaka Mezarlığı’nda bir törenle anılacak olan Kurmay Albay Özenalp’in eşi Sema Özenalp, “Eşim, FETÖ terör örgütünün esareti altında şehit oldu. Terör örgütüyle mücadelede kaybedilen bir şehit olarak kabul edilmesini istiyorum” dedi.

Deniz Harp Okulu’nu birincilikle bitiren Murat Özenalp, Donanma’nın en gözde firkateynlerinden TCG Gökova’nın komutanlığının ardından Hint Okyanusu’na giden görev gücüne komuta etmişti.

Bangladeş ve Libya’da Türkiye’yi temsil eden Kurmay Albay Özenalp, Donanma Komutanlığı’ndaki komodorluk görevini de başarıyla tamamladıktan sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na daire başkanı olarak atanmıştı. 2012 Yüksek Askeri Şûra’da amiral olmasına kesin gözüyle bakılan Özenalp, 21 Eylül 2011’de Balyoz sanığı olarak tutuklanmıştı.

Kızıyla oynuyordu

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli Tuğgeneral Bekir Kalyoncu’dan askeri personel listesini istediği yönünde hazırlanan sahte belge delil gösterilerek yargılanan Özenalp, 16 yıl hapse mahkûm edilmişti.

İstanbul Maltepe ve Hasdal cezaevlerinin ardından Ankara Mamak Cezaevi’ne nakledilen Kurmay Albay Özenalp, 26 Nisan 2014’te beyin kanaması geçirmişti. 8 yaşındaki kızı Duru ile cezaevi avlusunda yakan top oynarken yere düşen Özenalp, kaldırıldığı hastanede verdiği yaşam mücadelesini beş gün sonra, 1 Mayıs 2014’te kaybetmişti.

Özenalp’in eşi Sema Özenalp, geçen dört yıla rağmen acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu belirterek duygularını Milliyet’e anlattı. Sema Özenalp, şöyle konuştu:

‘Kızıma yalan söyledim’

Albay Murat Özenalp, 17 Ocak 2012’deki duruşma sırasında yaptığı savunma ile yaşadıklarını şöyle dile getirmişti:

“32 yılı aşkın süren meslek hayatımda Türkiye Cumhuriyeti’nde ayrım yapmaksızın onu temsil eden hükümetleri canım pahasına korumaya ant içmişken, bugün burada gerçek olmadıkları yüzlerce kez ispatlanmış, zaman ve mekan dolu rüyamda dahi göremeyeceğim dijitallere dayanarak suçlanmamı ve evrensel hukuk kurallarının aksine suçsuz olduğumu kanıtlamamın beklenmesini kara mizahtan başka bir ifade ile tanımlayamıyorum. Tutukluluğumdan çocuklarımın, özellikle de 7 yaşındaki kızımın etkilenmemesi için kendileri ile görüşebildiğim beş açık görüş saati boyunca benim için en büyük onursuzluğu yapıp içimden bana inanmalarını temenni ederek kızıma hayatımda ilk kez yalan söyledim.”

‘Savaş zayiatıymış!’

“Murat’ı ölüme götüren süreç yedi yıl önce başlamıştı. Yüzbaşılığı sırasında başka bir kuvvette (Kara Kuvvetleri Komutanlığı) görevli generalden (Bekir Kalyoncu) personel listesini istediği yönünde düzenlenen sahte delil ile tutuklandı. Mahkeme, ıslak imza olmayan sahte belgeyi delil kabul ederken Bekir Kalyoncu paşa duruşmada belgeyi reddetti. O cezaevindeyken elbet bir gün gerçeğin anlaşılacağını düşünerek umutla bekliyorduk. Bize yakın olmak için Mamak’a geldi. Ailece görüşe gittiğimizde kızım Duru’nun çizmelerini kontrol ederek bizi küçük düşürüyorlardı.”

‘Fazla dayanamadı’

“Duru babasına küstü ve telefonlarına çıkmadı. Son görüş olan 26 Nisan’da barıştılar. Avluda Duru ile top oynarken yere yığıldı. Yaşadıkları onu o kadar etkilemişti ki daha fazla dayanamadı. 49 yaşında kaybettik.

FETÖ’cülerin Murat’ın ölümünü savaş zayiatı olarak tanımladığını öğrendim. Oysa Murat, terör örgütünün esareti altında şehit olan onurlu bir asker. Onun ardından çocuklarımdan güç alarak hayata tutunmaya çalışıyorum. Çocuklarım için çalışmaya başladım çünkü çocuklarımın gelecek kaygısını taşıyorum. Terör örgütünün hain üyeleri, elimizden neleri aldıklarının farkında bile değiller. Murat’ın terör örgütüyle mücadele ederken kaybedilen bir şehit olarak kabul edilmesi son isteğim.”

Kaynak: Milliyet Gazetesi