Evanjelistlerle Mehdicilerin savaşı mı olacak?

Faik Kaptan

EVANJELİSTLERLE MEHDİCİLERİN SAVAŞI MI
OLACAK?
BAŞKAN BUSH, “İSA PEYGAMBER GELMEDEN ÖNCE ORTAMI İYİ HAZIRLAMAMIZ LAZIM.”
YASER ARAFAT’TAN KIBRISLI TÜRKLERE, “ÇOK ŞANSLISINIZ, TÜRKİYE GİBİ BİR ANAVATANINIZ VAR.”

Önce ABD, Haşdi Şabi üslerine saldırdı. Ardından Haşdi Şabi sempatizanları ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğini bastı ve duvarlara, “Kasım Süleyman Liderimiz” şeklinde yazılar yazdı. Daha sonra General Kasım Süleyman’ın bir dron tarafından atılan füzeyle hayatına son verildi.
Sular duruldu mu? Tabi ki hayır.
Aslında bu sular yıllardır bölgede fokur fokur kaynıyor.
Ne olacak bu böyle diye düşünürken, Cumartesi günkü gazetede iç sayfada en altta sağ köşede tek sütunluk bir haber bir anda dikkatimi çekti. Başlık aynen şöyle:

“BİR YANDA EVANJELİSTLER, ÖTE YANDA MEHDİCİLER”

Ertesi gün aynı gazetenin hemen hemen aynı sayfalarında bu kez ABD Başkanı Trump’ın bir Evangelist ayininde dua ederken gözleri huşu içinde kapalı fotoğrafı.
Evet işi özeti buydu. Gelin bunu biraz açalım.
Evet ben bu hikayeyi yıllar önce okumuş ama pek inanmamıştım. Ancak olaylar gerçekten o mecraya doğru gidiyor.
“Kara Şövalye” olarak bilinen Kasım Süleyman’ın öldürülmesi, yoksa bu fitilin ateşlenmesi miydi?
Hafızamı zorladım, hatırladım ve araştırdım Kıbrıslı Türk Profesör, Yazar Ata Atun’un 25 Kasım 2004 tarihli yazısını buldum. 16 yıl önce yazılan bu yazıda birçok olay birebir yerine oturuyordu.
Hikaye’nin ilk başrol oyuncusu eski Başkan Bush. Evangelist olan Bush kendisini Mesih gibi görmese de Hz. İsa’nın geleceği yer olduğuna inandıkları Ortadoğu’yu o güne hazırlamakla görevli sayıyordu.
Onlara göre, yani Evangelistlere göre, kendilerini Armageddon savaşına, yani iyi ve kötü arasında yapılacak en son savaşa hazırlıyorlardı. Burada kötü kim? Tabii ki müslümanlar. Dünyanın yok oluşunu izlemek yerine kendilerinin kazanması için bu son savaşı bekliyorlardı.
Bunlar ayrıca günün birinde tüm Musevilerin de İsrail’e dönüp Evangelist olacaklarına inanıyor. Haspamların hedefleri güya dünyayı kurtarabilmek ve dünyayı yönetmek…
Evangelistler 1950 yılında sadece 4 milyon kişilerdi. Şimdi sayıları 500 milyonu çoktan geçti. Bunun 75 milyon kişilik nüfusu Amerika’da yaşıyor.

Evangelist düşüncede geniş yere sahip olan yer Tevrat’taki Babil, günümüzdeki Bağdat şehri ve Kaldani diyarı da Irak’tır. Evangelistlerin inanışlarına göre dünyanın bir gün tamamen Evangelist olması için öncelikle Müslüman topraklarına da girilmesi gerekmektedir.
Benim kıt zekamla anladığım kadarıyla dünyaya Evanjelistlerin inancına göre önce Hz İsa inerek Armageddon savaşlarının sonucunda başlarına geçerek yeni bir düzen mi kuracak. Ki şimdi bunların lideri ABD Başkanı Trump. Sanırım Başkan Bush’tan itibaren bütün Başkanlar Evangelist.
Bu teoriye “Tanrı’yı kıyamete zorlamak” deniyor.

BÜTÜN YOLLAR ORTADOĞU’YA ÇIKIYOR.
ŞİİLERİN KONUMU.

Şii inancına göre, İmam Muhammed Mehdî, ümmetin bozulduğu, fesadın kol gezdiği âhir zamanda yeniden gelip zulümle dolan dünyayı kılıncıyla düzeltip, hak ve adaletle dolduracak. Şia’ya göre Mehdî’nin gelişinden önceki alâmetler hemen hemen çıkmış durumda.
İlahiyatçı Cemil Kılıç, Arapça kelime anlamı olarak Mehdi’nin ‘Hidayete ermiş kişi’ olduğunu ancak terminolojik açıdan “Beklenen, kurtarıcı” anlamı yüklendiğini belirtiyor.
Sünni İslam’a göre ise Mehdi kıyamete yakın bir dönemde Deccal ile mücadele etmek için gelecek, İslam’ı dünyaya hakim kılacak kişi. Hatta İsa Mesih de yeryüzüne inerek mehdiye yardım edecek. Ancak bu inancın Kuran’da bir dayanağı olmadığı belirtiliyor. Mehdi inancı Şiilik’te o kadar kuvvetli ki İran’ın dini ruhani lideri Ayetullah Hamaney bile Mehdi’nin yeryüzündeki vekili kabul ediliyor.
BENDEN DE İKİ ANEKTOD.
Atatürk Havalimanı’nın açık olduğu bir dönemdi. Noel’in ertesi gün terminalde dolaşırken Alitalia İtalyan Havayolları’nın kontuarı önünde tanıdık birkaç arkadaş gördüm. Yanlarında bir İtalyan Pilot vardı. Gidip sohbete katıldım. Arkadaşlarından birisi bana aynen şunları söyledi:
“Faik bu pilot arkadaş dün gece,
yani Noel gecesi niçin uçmamış biliyor musun? “

“Hayır bilmiyorum. İnancı gereği herhalde” dedim.
Arkadaş bu kez,
“Tabii inancı gereği ama, bir garip gerekçe ise, eğer dün gece yani Noel gecesi uçarsa, yukarda İsa Peygambere çarparım korkusuyla uçmamış”
dedi.
Evet aynen böyle söyledi. Fe Supanallah…
Ötekisi ise bir yerde okumuştum.
Rahmetli Filistin Lideri Yaser Arafat’ın Kıbrıslı Türklere yönelik söylediği bir sözü aklıma geldi. Yazıyı da onunla kapatalım
“Çok şanslısınız. Türkiye gibi bir Anavatanınız var. Benim de Türkiye gibi bir Anavatanım olsaydı, kaderimiz farklı olurdu.”
Sevgili Yaser Arafat nur içinde yatsın.
Evet dostlarım, işin özeti ve Türkiye’nin büyüklüğü bu işte. Kıymetini çok iyi bilelim. Ayaklarımız yere sağlam bassın. Onun bunun dolduruşuna gelmeyelim.
Kalın sağlıcakla…

Not:
Uzun yazdığım için bazı arkadaşlar serzenişte bulunuyor. Ancak bazı konular belli alanları doldurmadan iyi anlaşılmıyor. Tercih edip okuyanlara teşekkürler…

Faik Kaptan