Dünyayı teknesiyle tek başına dolaşan Türk denizci Çeşmealtı’nda denizlerin doğal filtresi olan ‘Pinaları’ ölü görünce isyan etti

Zaman zaman kendimi Ege den sorumlu devlet bakanı gibi hissediyorum.
Hoş!, bakanlıklar da kalmadı artık.
Her yaz Ege denizini hem su atından hem su üstünden ister istemez kontrol ederim.
Pek moral bozucu bu alışkanlığımdan hiç vazgeçemedim.
Bir türlü “dünya yıkılsa keyfi kaçmayan” o insanlardan olamadım, kayıtsız kalmayı öğrenemedim.
Fotoğrafta boyu 1 metreye yakın kabuklular çoğunuzun bildiği gibi Pinalar’dır.
Tüm kabuklular gibi Pinalar da deniz suyunu filtre ederek temizlerler.
Yosunlujkların arasında pinalar mezar taşlarını andıran görkemli yaratıklardır.
Bir zamanlar pinalar o kadar çoktu ki bazı bölgelerde çok kısa aralarla deniz tabanının tamamını kaplardı. İçlerinden inci çıkardı.
İstakoz ve yengeç yavrularına yuva olurdu.
Çocukluğumda pinaları öylesine severdim ki tarif edemem,10-15 metrelerde sürekli onları izlerdim.
Pinalar güya koruma altında.
Koruma sadece onları çıkartma yasağı ile yapılıyor.
Halbuki bir çok canlıda olduğu gibi Pinaları da koruyan avlanma yasağı değil, içinde yaşadığı eko sistemdir. Bugün çocukluk günlerimizi hatırlayalım diye geldiğim Çesmealtı’nda iğrenç ötesi bir deniz suyu ile karşılaştım. Fotoğrafın çekildiği yer 7 metredir.
Bırakın 7 metreyi bizler bu sularda tekne güvertesinden baktığımızda pinaları sayardık.
Karşılaşacağım manzarının korkusuyla girdiğim bulanık denizde önce çok sevindim.
Çünkü hemen altımda boyları metreye yaklaşan yüzlerce pina gördüm.
Hevesle yaptığım sayısız sortilerle pinaların ağızlarını hiç kapatmadıklarını farkettim.
Hepsinin içi boştu,maalesef ölüydüler.
Farklı bölgelere demir atarak yüzlercesini kontrol ettim.
Ne yazık ki hepsi ölüydü, bir tane bile canlı bulamadım.
Bütün bunlardan sorumlu olan herkesin “Allah cezasını da belasını da versin” dedim yüksek sesle bağırarak.
Utanmadan her yere mavi bayrak verenlerin, denizleri koruyoruz diye bas bas bağırıp, aslında onu tükentenlerin hepsinin Allah belasını versin.
Duygusuz, duyarsız bencil yaratıklar.
Bu ülkenin nasıl bir su ürünleri var?
Bu nasıl bir devlet kontrolüdür?
Yahu hadi onları bırakın hiç mi denizci fark etmedi bu katliamı?
Bu kabuklular biterse Ege biter.
Senelerdir söylerim, uyarırım, yazarım, hiçbir işe yaramıyor.
Çocuklarına aldıkları gibi temiz bir doğa bırakma erdemi hiç mi yoktur bu ülkede?
Siz gidin Antarktika’da Türk üssü kurun.
Belki bu denizi oralardan daha iyi korursunuz, aklını, yüreğini, ruhunu, vicdanını yitirmiş, insan müsfetteleri. 

Özkan Gülkaynak