Dağcıların kaderi.. 30 yıl önce kollarımda öldü. Asla unutamadım o anları ve onun bana öğrettiklerini. “Yukarıda birileri can çekişirken ben burada duramam” demişti. Tanyel Yılmaz’ın hüzünlü hatırası

Rahmetli dostum Recep Çatak, 30 yıl önce kollarımda öldüğünden beri asla unutamadım o anları ve onun bana öğrettiklerini…
O dönemler için çok uzun, ama aradan geçen yılları da hesaba katınca hayatımızın o kadar kısacık kısmını ama o kadar dopdolu yaşamıştık ki…
Ağrı dağına ilk gittiğimizde, 4 kayıp dağcı haberini aldığımızda; “Yukarıda birileri can çekişirken ben burada duramam” demişti.
İlk gelişim olmasına rağmen beni de gece yola çıkan arama kurtarma ekibine almıştı.
Yılını bile anımsamakta zorlanıyorum.
Şimdi ofiste o tırmanışın slaytlarına bakasım geldi…
Recep bana fedakarlığı öğretti ve bir kaç yıl sonra da rahmetli Halil Yeniçıkan’ın yaşamını yitirdiği kazada onun cenazesini indirmeye çalışırken geçirdiği kazada komaya girdi…
Yanına ulaştığımda komadaydı ve ne yaparsak yapalım kurtaramadık…
Onun ölümünden sonra bir yazı yazmıştım; insanları ikiye ayırmıştım, belki de acımasızca; bilmiyorum… Birileri ölümü kovalarken birileri ölümden kaçıyor.
Trajik olan, ikisi de ölüyor…
Ama bugün Recep ölümüyle AKUT gibi bir networkün ilk tartışmalarını başlattı aramızda; sayesinde kaç kişi yaşıyor bilemiyoruz…
Sahi siz ölümden mi kaçıyorsunuz yoksa ölümü mü kovalıyorsunuz….
Recep (Küçük fena derdik aramızda) bir Demirkazık tırmanışı öncesi (ben de geleceğim) demişti ve sanki Kızılay’da Mülkiyeliler Birliği’nde randevulaşır gibi (ben sizi Doğu duvarının altında bulurum) demişti…
Gerçekten de biz Cımbar Vadisi’ndeki kamptan ayrılıp Doğu duvarına doğru giderken sabahın garabet bir saatinde efil efil geliyordu…
Yüzündeki gülüşü hiç unutamıyorum ki…
Bu satırları bitirmek zor, neyden kaçıyoruz ya da neyi kovalıyoruz?
Yoksulluktan mı kaçıyoruz, varlığı mı kovalıyoruz?
Yalnızlıktan mı korkuyoruz yoksa kalabalıktan mı kaçıyoruz?
Neyin nesi ise, kaçtığınız şey sizi tez yakalıyor; kovaladığınız şeyi de siz yakalıyorsunuz…
İyi geceler iyi yürekli insanlar…

Not :
Fotoğrafları telefondan yükleyeceğim.
Flu ve kalabalığın olduğu fotoğrafraflar ne yazık ki Recep’in ölüm anına ilişkin.
Dönüşte onun yüzünün fotoğrafını çekmediğim için haber müdürüm bana daktilo fırlatmıştı…
Nasıl çekebilirdim ki…
Anadolu Dağcılar Birliği (ADB) benim için çok değerli bir okuldu ve hala aidiyet hissettiğim bir dernektir.

Tanyel Yılmaz