Biz eski Türkiye’nin insanları, yeni Türkiye’yi terk ediyoruz.
“Biz gidiyoruz. Artık tanınmaz halde olan, doğduğumuz bu topraklardan, doyacağımız topraklara göç ediyoruz. Gezi zamanı içimizde alevlenen minicik umut kıvılcımı maalesef artık tamamen söndü.
Asıl sorunun bizi yöneten ayak takımı değil, böyle olması gerektiğine inanan, bundan son derece memnun olan, senden benden sırf onun gibi olmadığımız için nefret eden halk olduğunu anladık artık.
Böyle nefret dolu bir çevrede barınamıyoruz.
Azınlığız. Mutsuzuz.
Her gün ayrı bir katliamın yaşandığı, insan hayatının 5 para etmediği, üstüne bir de ülkenin yarısının inancınıza, doğduğunuz yere, ideolojinize, düşüncenize göre “oh olsun, iyi ki geberdi” dediği bir yerde daha fazla yaşayamıyoruz.
Belki tesadüfen o gün denk gelmeyip, patlayan bir bomba ile ölmüyoruz ama bu da pek yaşamaya benzemiyor doğrusu.
Biz artık insan yerine konmak istiyoruz.
İyilik yaptığımızda “enayi”, saygısızlık yapmadığımızda “ödlek”, eğitimliysek “entel”, görgülüysek “elit”, dürüst isek “saftirik”, oruç tutmuyorsak “kâfir” diye yaftalamadığımız bir hayatımız olsun istiyoruz.
Öyle ya, başka hangi dilde “entel” diye hakaret var?
Ne acıklı değil mi? Daha basit bir hayat istiyoruz. Daha güzel bir hayat istiyoruz. Ayıp mı?
Her şeyden önemlisi, koca bir hayatın henüz en başında olan Evladımızın sorumluluğu var artık üzerimizde. Sadece kendimiz için değil, onun için gidiyoruz en çok.
Bu ülkede her şey çok zor. Çalışmak, kazanmak, okumak, eğlenmek, dinlenmek, seyahat etmek, çocuk büyütmek…
Maalesef istediğiniz kadar çok para kazanın, bazı şeyleri satın alamıyorsunuz.
Kendi fanusunuzda belki huzur bulabilirsiniz ama burnunuzu kapıdan dışarı çıkardığınız an bu kötü insanlarla muhatapsınız. Sokakta, trafikte, okulda, iş yerinde…
Belki çocuğunuzu yılda 40.000 tl vererek en iyi okula gönderiyorsunuz ama canını eğitimsiz, saygısız, hatta kuvvetle muhtemel daha önce içeri girip çıkmış eski bir dolmuş şoförünün kullandığı servise emanet ediyorsunuz…
Siz gece gündüz çalışıp didinip tüm servetinizi yıllarca bu okullara, kurslara yatırıyorsunuz ki çocuğunuz mezun olduğunda 1500 tl maaşla, dayısının torpiliyle yönetici olmuş bir hanzonun altında çalışabilsin…
Bu ülkede artık gerçekten, taraf olmayan bertaraf oldu.
Göz göre göre hem de.
Ramazan’da sigara içene verdikleri tepkinin yarısını 45 çocuğa tecavüz edildiğinde vermeyen insanlarla nasıl yaşanır?
Yaşayamıyoruz.
Niye terk edip bu ülkeyi onlara bırakıyoruz?
Niye hep biz gidiyoruz?
Çünkü gitmezsek hep biz ölüyoruz.
Eğer başımıza bir iş gelmeden, hayatta kalmayı başarırsak, bu ay sonunda, binip uçağımıza yeni hayatımıza başlıyoruz.
Çokça buruk, bir o kadar heyecanlı, oldukça da öfkeliyim aslında.
Tam bir duygudurum bozukluğu. Bakalım nasıl olacak…
Biz eski Türkiye’nin insanları, yeni Türkiye’yi terk ediyoruz.”
Kaynak kişi: Manuel Kasparoğlu
NOT:
Bakın yanlış anlaşılmasın
Kimse ülkeyi kötülemiyor
Ülke ! dünyanın en güzel , en önemli , en stratejik , en bereketli , tarihsel , kültürel , coğrafik olarak başka bir örneği olmayan bir ülke
belirtilmek istenen yönetim şekli ve keyfi kararlar ve bundan oluşan kanun açıkları ve istismarlar örnekler çok yazmakla sıralamakla bitmez..
Yoksa ülke sevgisi herkes te baki
Ancak gerçekleri de görmemezlikten gelemeyiz.
Evet göç etmek insanın canını çok yakmakta
“Göç” kelimesi herkesi korkutmakta hatta
Ancak gün geçmiyor ki memlekette birşey olmasın
Durmadan bir ötekileştirme var , bu iyimi sizce bu insanlarda huzursuzluk yaratmakta hep bir gelecek korkusu yaşatmakta
Dirlik ve birlik tükenme noktasına geldi..
Öyle haberler görüyoruz ki
Sindirilemiyor..
Sosyal medya aracılığla fikrini ifade edenler bile korku yaşıyor . yalanmı !
Hep “Aman dikkat” deniyor ..
Yerinden memnun olanlar tamam hep mutlu olun dilerim hep daim olsun içinizdeki huzurunuz..
Ama bunu herkes hissedemez , beceremez , yapamaz , sindiremez
Yurt dışında yaşıyan ben ve benim gibiler bir olumsuz haber olduğunda orada ne hissediyorsanız burada biz 10 katı yaşıyoruz
Anlatabiliyormuyum bilemedim
ama inan ki o topraklarda doğmuş biri olarak güzellikler görmek isterim-iz
Yoksa herkes terketsin kaçsın demiyorum
Gitmenin ne kadar zor olduğunu bilen biriyim
Manuel Kasparoğlu