Bir Yol Hikayesi.. Beşiktaşk’ın peşinde 2432 km! Bölüm 1 Ajans Beşiktaş yayınladı

Bir Yol Hikayesi -Bölüm 1

Kaynak:  www.ajansbesiktas.com
Yazı ve Haber: Ersoy Özdem

Beşiktaşk’ın peşinde 2432 km!

Tarihler 2013 yılının Şubat ayını gösterdiğinde bir otobüs, içinde Beşiktaş taraftarıyla birlikte İstarbul’dan Elazığ’a doğra hareket etti. Burada okuyacaklarınız, o otobüsün AMK Gazetesi’nde yayınlanan hikayesi…

Beşiktaşk’ın peşinde 2432 km!
Tarihler 2013 yılının Şubat ayını gösterdiğinde bir otobüs, içinde Beşiktaş taraftarıyla birlikte İstarbul’dan Elazığ’a doğra hareket etti. Burada okuyacaklarınız, o otobüsün AMK Gazetesi’nde yayınlanan hikayesi…
Ajans Beşiktaş – “19:03’te hareket eden bir otobüsteki takımlarına sevdayla bağlı 49 Beşiktaşlı… İşte 2432 kilometrenin hikayesi… Takımlarına sevdayla bağlı 49 Beşiktaşlı… 19:03’te hareket eden bir otobüsteki siyah-beyazlı taraftarlara Kaptan Haydar direksiyonuyla, Ersoy Özdem kalemiyle eşlik etti…

8 Şubat Cuma. Vakit akşam üzeri… Yer Beşiktaş, Balmumcu… 35 Beşiktaş taraftarını Elazığ’a götürecek otobüs, yol kenarında yolcularını bekliyor… İlk yolcular gelmeye başlıyor, tezahüratlar eşliğinde… Pankartlar, davul ve yolda yenecek kumanyalar otobüse yükleniyor ilk olarak. Şimdi önemli bir iş var sırada: Paralar toplanacak! Otobüse ödenecek para 4500 TL. Kişi başı 100’er lira verilecek. Bir de Ankara’dan gelecek 11 kişiyle Bursa’dan otobüse binecek 3 kişi var. Paralar toplanıyor, Otobüse asılan ‘Bizde çok sakat var’ pankartıyla teker tam 19:03’te dönüyor!

Hangi güzergahtan gidileceği konuşulurken Kaan giriyor söze esprili bir dille “Yolu gözünüzde o kadar büyütmeyin, Bolu’dan sonra Elazığ” diyor. Şarkılar, marşlar, anılar, molalar derken Ankara’ya ulaşılıyor 8 saatte! Ankara’nın içine kadar giriliyor. 11 Kartal daha otobüsteki yerini alıyor. Onların getirdiği enerjiyle, biraz durgunlaşan otobüse tekrar hava geliyor ve marşlar bir kez daha söylenmeye başlıyor: “Sevinmek için sevmedik biz seni, sen yenilmişsin umrumda değil ki şereftir bu yolda seninle yürümek, hep kol kola, bir gün değil her gün Beşiktaş”

Marşlar, keyifli dakikalar, anlatılan eski anılar derken otobüsün ikinci arızası çıkıyor: Silecekler artık silemiyor! Hemen bir benzinciye çekiliyor otobüs ama benzincideki elektrikçi çoktan kapatmış dükkanı. Mustafa ve Haydar Ağabey’in bireysel çabaları da sonuç vermiyor. Otobüs Elazığ’a kadar, yağan karı ve yağmuru ön camında tutarak yola devam edecek…Ön cam demişken Emrah giriyor söze; “Bir Trabzon deplasmanı vardı” diyor ve devam ediyor:

“Maç bitti, olay yaşamadan dönüyoruz derken hoop önce cama bir taş. Ön cam komple aşağıda ve İstanbul’a kadar ön cam olmadan yapılan yolculuk…”Maç için geri sayım başlıyor. Kimine göre saat 17:00’de, kimine göre ise saat 18:00’de statta olunacak. “İkinci yarıya anca yetişiriz” diyenlere inat Malatya’ya giriliyor. Malatya’nın içinden geçilip, bu şehir sona erince herkes heyecanla Kömürhan Köprüsü’nü görmeyi bekliyor. Çünkü Fırat Nehri’nin üzerindeki Kömürhan Köprüsü, Elazığ’a gelindiğinin habercisi.

Köprünün üzerinden geçilir geçilmez görülen “Elazığ” tabelası yüzleri güldürüyor. Saatin de 16:45 olduğu düşünülünce maça geç kalma ihtimali ortadan kayboluyor. Elazığ Atatürk Stadı’na az bir mesafe kala bu kez polis kontrolü için otobüs bir kez daha durduruluyor. Tüm otobüs aşağı indiriliyor ve otobüs aranmaya başlıyor. Yapılan yarım saatlik aramanın sonrası otobüs ‘temiz’ çıkınca kalan son 14 kilometrelik yola polis eskortu eşliğinde devam ediliyor…

Ve Elazığ Atatürk Stadı görünüyor… 20 saatlik yolculuğun son durağı. Saat 19:03’de Beşiktaş’tan başlayan yolculuk saat 17:30’da Elazığ Atatürk Stadı’nda son buluyor. Elazığ’da yorgunluktan kalmayan eserle Beşiktaş desteklenmeye başlıyor: Bölünür senin için uykular, gidilecek çok deplasman var, sana adanmış bütün hayatlar, haydi bastır Kara Kartal…

20 OTOBÜSTEN TEK OTOBÜSE

1960’lar ve 1970’lerde minibüslerle başlanan deplasman yolculuğu, 1980’lerde 3-5 otobüse, 1990’lar ve 2000’lerin başında ise 15-20 otobüse kadar yükselmiş. Deplasman seyircisine yüzde 5 kontenjan verilmeye başlandığı 2000’lerin ortalarından itibaren ise yine 1980’lerde olduğu gibi 3-5 otobüse gerilemiş. Şimdi durum daha vahim; dolarsa 1, bilemedin 2 otobüs…

OTOBÜS BOZULUNCA…

Marşların ve kahkahalar arasına karışan otobüsün altından gelen ses moralleri bozuyor. Otobüs sağa çekiliyor ve alttan gelen ses sorunu gideriliyor. Arızayı gidermek için verilen molada da uzun yol için alınan kumanyalar yavaş yavaş tüketilmeye başlanıyor. Yol ne kadar uzun olsa da açlık uzun yol dinlemiyor…

‘KÜL KEDİSİ’ HİKAYESİ

Hani Kaan, “Bolu’dan sonra Elazığ” demişti ya… Bolu Tüneli’nden geçilince herkes gerçeği görüyor: Bolu’dan sonra Elazığ gelmiyormuş! Başlanıyor eski deplasman hikayeleri anlatılmaya. Sezgin diyor ki “Bir Samsun deplasmanındayız. Yaşanan arbedede arkadaşlardan biri polise ayakkabısını fırlattı. Sonra bütün otobüsü emniyet merkezine çektiler. Topladılar bizi içeri. Bildiğin ‘Kül Kedisi’ masalı gibi ayakkabıyı herkes zorla deniyor. Ama ayakkabı yanlış arkadaşın ayağına tam oturunca suçlu da o oluyor. Hikayenin devamı daha trajikomik, yine Sezgin’den dinleyelim: “Bir kaç saat bizi içeride tuttular ama sonunda çıkartmaya karar verdiler. Tam çıkıyoruz ki birden ‘Hoop durun bakalım’ diye amirin sesi yükseldi. Meğer bizim arkadaşlar, daha 2 gün önce boyanan karakolun duvarlarına çarşı yazmışlar. 3 saat daha kaldık içeride…”

GÜRÜN’DE MERCİMEK ÇORBASI

Güneş, Kayseri’den Sivas’a geçiş güzergahındaki dağları aydınlatmaya başlayınca gözler de açılıyor yavaş yavaş. Sabah kahvaltısı ise Sivas Gürün’de. Kahvaltıda yenilecek en iyi yiyecek mercimek çorbası. İçerisine bir kaç dilim ekmek doğranacak ve biten kumanyaların verdiği üzüntü unutularak karınlar doyurulacak. Ancak mercimek çorbası 4 lira; taraftar için pahalı. Yapılan pazarlıklar sonrası çorba 3 liraya indiriliyor ve kahvaltının ardından yola devam ediliyor…

SEZEN’DEN ‘GERİ DÖN’

Yolcu sayısı 49’a yükselince marşlar da başlıyor söylenmeye: Bölünür senin için uykular, gidilecek çok deplasman var, sana adanmış bütün hayatlar, haydi bastır Kara Kartal… Otobüste vakit geçirmek için yol hikayeleri anlatılıyor. Yaklaşık 18 saat sürecek yolda sadece marş söylenecek değil elbet. Arada sırada başka şarkılar, türküler de söyleniyor… Mesela Aşık Veysel’den “Uzun ince bir yoldayım”, Sezen Aksu’dan “Geri dön” şarkıları da dillerde… Ama tribün makamıyla…

PELE VE ARKADAŞLARIYLA 1216 KM

“İşte geldik gidiyoruz, bilinmez bir diyara” der Cem Karaca, o meşhur şarkısında… Tam da bunun gibi bir durum işte deplasman yolculuğu. Her ne kadar gidilen yol bilinse de yolda yaşanılacak olaylar ve taraftarı deplasmanda nasıl bir karşılama beklediği tam bir bilinmezlik. O bilinmezliğe yol aldık Beşiktaş’ın Elazığ deplasmanı öncesi. Tam 1216 kilometre. Kaptan Haydar ve Mustafa’nın karlı yollarda direksiyon salladığı o otobüsle Elazığ’a giden Sezgin, Kaan, Emrah, Muzo, Süslü, Aziz, Doğukan, Şişman, Pele ve daha adını yazamadığımız Beşiktaşlılar’ın yol hikayesini kaleme aldık…