AZİZ ERASMUS VE ALVARLI EFE HAZRETLERI…
osyal ve kültürel yaşam şehrin kimliğidir..
Bu yüzden şehir ve ülke gezisinde bulunurken çok gözlem yaparım.
Erzurum’ da olduğu gibi…
Caddeler moda olduğu üzere Malezya, Honkong, gibi ışıklandırılmış.
Gecenin geç vakitlerine kadar insanlar yaz sıcaklarında park, bahçe ve meydanı değerlendiriyor.
AVM ve restoranlardan yüksek desibelde müzik yayını var.
Pop ile düğün türkülerinin melodisi birleşiyor Erzurumpop Ankara havası diye yeni bir tür ortaya çıkıyor.
Gecenin geç vakitlerinde ortalık inliyor!..
Hoş ve medeni değil! İnsanlar ailece geziyor, yiyor, içiyor.
Lakin okuyan insana rastlamadım.
Ne gazete ne dergi ne kitap!.
Toplu taşıma araçları dahil.
Çok ilginç ve düşündürücü bir tabloyla da karşılaştım.
Yolum, o gün planımda olmamasına rağmen meşhur Alvarlı Efe Hazretleri’ nin meftun olduğu köye yani Alvar’ a düştü.
Bir anda kendimi Alvar köyünde buldum! İnanınız…
Efe Hazretleri, ‘dertleşmek için huzuruna çağırmış’ diye içimden geçirdim.
Demek ki “uzak” ve “yakın” tehdit edici sıkıntılar var!..
Köy sakinlerine sordum; türbe ziyaretçi akınına uğruyormuş.
Küçücük Alvar Meydanı’nda bir tabela çakılı..
Yani ziyarete gelenlerin karşılandığı yerde…
Üzerinde şöyle yazıyor:
“Avrupa Birliği Erasmus Projesi.. “
Acı acı gülümsedim.
Erasmus bildiğiniz gibi ‘Avrupa Birliği Projesi’nin fikir babası…
Kendisi Hıristiyanlığın timsal ismidir.
“San” yani Aziz diye anılır.Yani yüksek dereceli misyoner Papaz ve din adamıdır!
ALVARLI EFE HAZRETLERİ NE DERDİ?
Düşündüm; onlarla fikri ve dini anlamla güçlü mücadele veren Alvarlı Efe Hazretleri yaşasaydı ne derdi!
Avrupa hıristiyan kültürünün ulaştığı noktayı dikkatinize sunuyorum!
Para veriyor kredi açıyor amma “Alvarlı Efe Hazretleri’nin Türbesinin” yanı başına Azizlerinin adını da “kalın harflerle” kazıyor.
Ömrünü ağaç diplerinde veya kahvehanelerde tüketen ve okumayan insanlar; öte yanda gününü çalışarak ve üreterek geçiren insanlar…
Öğrenciler tatilde..
İl sakinleri ilgisiz ve kütüphaneler bomboş…
Kiliselerin tadilatı ve Erasmus Hibe Projeleri…
İbrahim Karahan
