Aladağ’ın hüzünlü kız çocukları.. Ali Değermenci’den yürek yakan satırlar

ALADAĞ’IN HÜZÜNLÜ KIZ ÇOCUKLARI.
Bütün çocuklar çok özeldir candır, aşktır da kız çocukları biraz farklıdır.
Onlar çok özeldir.
İnsan denilen canlının en incesi, en zarifi ve hüzünlüsüdür kız çocukları.
Bir baba için erkek yada kız ayrımı asla yoktur ama kız çocukları narindir, erkekten farklıdır.
Metropol insanı bunu pek anlayamaz ama Anadolu’da çok net hissedilir, kız çocuklarının hüznü.
Çünkü orada kız çocuğu olmak hayata bir basamak geriden başlamaktır.
Aladağ’da körpecik kız çocukları hayata veda ettiler.
Yangında küçücük kalpleri korkuyla atarak, yanıp soldular güzel çocuklar.
Ben bunun ihmal, koruma, politik vs vs tartışmalarına girmeyeceğim, o çocuklar yanarak öldüler…
Ne hayalleri vardı kim bilir?
Güzel bir defter, yanları süslemeli, en içten en özel hislerin yazıldığı kaç günlükte yanıp kül oldu acaba?
Kim bilir ne umutlar ne aşklar satırlara dökülmüştü.
Bedeni gibi onlar da kül oldu.
Okuyup meslek sahibi olacaklardı.
Sevdiği ile el ele tutuşup gezip dolaşacak, evlenip anne olacaktı.
Evlerini düzenleyecek, camlarında çiçek saksıları, çocuklarının başında kırmızı kurdeleler takacaktı.
Ama bütün hayalleri o yangınla gitti.
Hepsi kül oldu.
Gececik bedenler nefessiz kaldı.
Kimi bir köşede, kimi birbirine sarılarak…
Veda ettiler ailelerine, veda ettiler küçücük hayallerine.
Geçip gittiler bu diyardan Aladağ’ın hüzünlü kız çocukları, umutları sevgileri ile birlikte bu diyardan.
Bir de o genç kızların anneleri var ki…
Onları hiç bir kelime, cümle anlatamaz.
Hiç bir ozan onların ağıtını ve acısını yazacak cesarete sahip değildir.
Acı onlar için hayatın ta kendisidir artık..

Ali Değermenci

kuzeyli-dali