Ahmet Kaya’lı bir anı.. Yaşar Gürsoy yazdı

Ahmet Kaya’lı bir anı:
İstiklal ‘ de bir zamanlar Hayyam Bar vardı. Yanılmıyorsam çınaraltındaki Avni Dede’nin babası ya da dedesiydi.
Çarşambaları giderdik. Şiir günüydü. Savaş Ay bir şiirbazdı. Alıp bizi oraya götürürdü. Sanırım 1994 idi.
Masa sağlamdı.
Bedir Seferoğlu ve kadın arkadaşı, (eşi Lale abla aramızdan ayrılalı bi kaç yıl olmuştu )
Masaya yanından hiç ayırmadığı silahıyla gelmişti. (Tanıyanlar bilir 😉
Dedim ya; masa sağlam.
Mekan, küçüğün küçüğü; ama derya-deniz.. 🙂
Yuksel Mutlu, fotoğraf sanatçısı Ali öz, Ahmet Kaya, Savaş Ay, Naçizane ben…
Gece başladı.
Ali Öz de aramıza katıldı. Son derece çevreci, ahlaklı bir arkadaşımızdı. Alkölle arası iyi değildi.
Onun dışındakiler alkölü severdik.
Bir ara; bir bira yudumlayıp Ortaköy’deki evine gitti.
Biz o sırada küçük ama çok değer verdiğimiz mekanda içmeye, eğlenmeye devam ettik.
Bir ara Şeyh Şamil çaldı.
Bedir Seferoğlu, oynamak isteyince (Şeyh Kamil diyerek) emaneti düşmesin diye bana verdi. Bana güvenirdi…
Ama ben silahları sevmezdim. Masa altından ruhsatlı silahını Savaş Ay’a verdim.
Olaylı gece o andan itibaren başladı.
Tuvalete gitmiş def-i çiş yaparken kapıya gelen Bedir Seferoğlu’nun tekmesiyle duvara yapıştım.
“Emaneti ver, kavga çıktı!” Diye bağırıyor du.
Duvara sümük gibi yapıştım.
Burnum kırılmadan yırttım. Bedir abiye emanetinin nerde olduğunu söyledim.
Tuvaletten çıktığımda gerçekleri öğrendim. Şöyle;
Bağlama çalan adam güzel bir türkü söylerken denyo nun biri Ahmet Kaya’nın üzerine bir kaç kez fıstık atıp, “la oğlum sen de bir şeyler çığır ” demiş, Ahmet Kaya’da , “ben maymun muyum?!”
diyerek tepki göstermiş.
Ve sonrası malum… :))
Gece, kargaşa, gece karışık.
Masaya döndüğümde Bedir abi hala silahını arıyordu. 😉
Ahmet abiyi evine gönderdik. Koruduk.
Ama gece bitmek bilmiyordu.
Masaya Ali Öz’den bir haber düştü.
Evine vardığında bir çöp tenekesine tekme atınca bir arabaya çarpmıştı.
Gelen haberle çılgına döndük:
“Ali Öz saldırıya uğradı, gözü çıktı!!”
(Ali abi o dönemlerde güneydoğumuzda en faal gazeteciydi ve tehdit altındaydı)

Masa dağıldı.
Ben, Yüksel Mutlu ve Savaş Ay Ortaköy karakoluna konduk.
Bir grup arkadaşımız Şişli Etfal ‘ e gitmişti.
Güzel haberi aldık sonra…
Ali Öz’ün sadece kaşı açılmıştı
Ama biz karakolda suçluların peşindeydik.

Ortaköy Karakolu. Başkomiser.
– adamlar haklı! Çöp tenekesine tekme atmış. Diyordu.

Savaş Ay:

– Adamların biri Rum, biri Ermeni, diğeri Kürt!
Ali tehdit altında. Bir daha baksanız? Bu adam güneydoğumuzda görev yapar.

Başkomiser durdu. Zabıt varakasını yazan memura seslendi:

“Çıkar kağıdı çocuk! Yenisini tak…” 😉

Yaşar Gürsoy