VE ABUBAKAR VE LEONİDİS VE SPOR…

 

VE ABUBAKAR VE LEONİDİS VE SPOR…

Peşpeşe şaşırdık ve gıpta ettik ve alkışladık ve imrendik..
İki güzel hareket, iki “sahalarda görmek istediğimiz” şık görüntü.

Birincisi Yunan halterci Valerios Leonidis’den geldi. Yıllarca Merhum Naim Süleymanoğlu ile ezeli bir rekabet içinde olan ve Naim’in şampiyonluklarının izinden koşmak zorunda kalan, hep “onun yüzünden” ikinci sıraya mahkum olan ama bunu bir “yenilgi” değil, bir onur vesilesi sayarak cenazesine gelen örnek bir sporcu. Geldi, onun (üstelik ülkesinde tepki çekme pahasına) Türk Bayrağı’na sarılı tabutunu öpüp övgüler yağdırdı.

İkincisi de Kamerunlu Vincent Aboubakar. Porto takımından Beşiktaş’a gelmiş, bir sezon oynadıktan sonra Porto’ya dönmüştü. Dün gece İnönü’ye konuk takımla geldi. Maç öncesi ve sonrasında Beşiktaş taraftarının sevgi gösterileriyle karşılandı. Hatta maç sonunda ısrarlara dayanamayıp “üçlü” bile çektirdi. Arkadaşlarıyla sarmaş dolaş pozlar verdi.

Helal olsun size..
Helal olsun sizin gibi sporculara.

Sporun “kardeşçe yarışmak” olduğunu, bâki kalanın sahadaki rekabet değil dostluk olduğunu, farklı formalar ya da bayraklarla yarışmanın kimseyi birbirine düşman etmemesi tam tersine birleştirmesi gerektiğini gösterdiniz.

Alınlarınızdan öpüyorum.

VE LEONİDİS VE SPOR…

Peşpeşe şaşırdık ve gıpta ettik ve alkışladık ve imrendik..
İki güzel hareket, iki “sahalarda görmek istediğimiz” şık görüntü.

Birincisi Yunan halterci Valerios Leonidis’den geldi. Yıllarca Merhum Naim Süleymanoğlu ile ezeli bir rekabet içinde olan ve Naim’in şampiyonluklarının izinden koşmak zorunda kalan, hep “onun yüzünden” ikinci sıraya mahkum olan ama bunu bir “yenilgi” değil, bir onur vesilesi sayarak cenazesine gelen örnek bir sporcu. Geldi, onun (üstelik ülkesinde tepki çekme pahasına) Türk Bayrağı’na sarılı tabutunu öpüp övgüler yağdırdı.

İkincisi de Kamerunlu Vincent Aboubakar. Porto takımından Beşiktaş’a gelmiş, bir sezon oynadıktan sonra Porto’ya dönmüştü. Dün gece İnönü’ye konuk takımla geldi. Maç öncesi ve sonrasında Beşiktaş taraftarının sevgi gösterileriyle karşılandı. Hatta maç sonunda ısrarlara dayanamayıp “üçlü” bile çektirdi. Arkadaşlarıyla sarmaş dolaş pozlar verdi.

Helal olsun size..
Helal olsun sizin gibi sporculara.

Sporun “kardeşçe yarışmak” olduğunu, bâki kalanın sahadaki rekabet değil dostluk olduğunu, farklı formalar ya da bayraklarla yarışmanın kimseyi birbirine düşman etmemesi tam tersine birleştirmesi gerektiğini gösterdiniz.

Alınlarınızdan öpüyorum.

Zafer Arapkirli