Sessizler önce gider (Ersin Çakır anısına)

Ersin Çakır

Sessizler önce gider (Ersin Çakır anısına)

Kısık gözlerle bakardın hayata. Sakin, duyarlı, içten ama asla belli etmezdin yüreğindeki iyilik meleklerinin başkalarınca görünmesini. Ben seni öyle bildim kardeşim.
İri parmaklı ellerinle kavradığın ekmek teknen kameranı öyle mükemmel kullandın ki yıllarca. Asla sarsılmaz omzuna ne de güzel yakışırdı o kamera. 
Burnuna kondurduğun gözlüğünün üzerinden bakışların, homur homur konuşmaların, koca ellerinle rakı bardağını kavrayışın, balık tutuşlarındaki sabrın, arada bir şaka yollu kafalarımıza vurup gülümsemelerin, araba kullanışın, oto sanayinde ne de mutlu olurdun…
Mehmet Canpolat ’a takılmaların, Serkan Tahmaz ile araba sürüş muhabbetlerin, Tuncay Korkmazoğlu ile olan dostluğun ve daha yüzlerce arkadaşınla binlerce anı bıraktın gerinde.
Emin ol hepsi seni iyi bir insan, iyi bir arkadaş ve dost olarak anacaktır!
O sinsi hastalığa yakalandığında hiç anlam veremedim seninle uğraşmaya cüret edeceğine!
Güçlüydün.
Kararlı kararlar verebilen, namuslu, onurlu bir adamdın.
Kimseye bile isteye zarar verdiğini hiç düşünmedim…
Uzak diyarlara gittiğinden gönülden ırak olduğunu düşünmüş olabilirsin ama biz anavatanındaki arkadaşlarınla her an seni konuştuk, seni özledik…
Ve ben sana 29 Aralık 2019 günü sadece “Seni Seviyorum kardeşim” diye bir mesaj atabildim; telefona uzanamadı elim, ne diyebilirdim!
“Hatırlıyor musun?” diye soramamak ne denli kötüdür! Olsun! İçimde kalmasın.
Bu fotoğrafımı sen çekmiştin.
Bolu’daydık. 2002 yılıydı. Dağlık bir alandaydık.
Yüksek bir yerden aşağıya seslenip “poz ver” diye seslendin.
Bu pozu vermiştim o an.
O pozumu yıllarca sakladım, hala da özenle saklarım.
O fotoğrafım bir gidişin fotoğrafıydı üç kuruşluk dünyada.
Adını “gitmek” koymuştum.
Ama senin benden önce gideceğini hiç düşünmemiştim.
Ne acelen vardı be güzel kardeşim!
Ne acelen!..

Seni unutmayacağım.

Yaşar Gürsoy

Ersin Çakır 2