Gazeteci, yazar Yaşar Gürsoy araştırma kitabı “Allah Kadını Yarattı – Devrimi Kadınlar Yapar” raflarda…

 

Gazeteci, yazar Yaşar Gürsoy araştırma kitabı “Allah Kadını Yarattı – Devrimi Kadınlar Yapar” raflarda…
Türkiye’nin ilklerine imza atan kadınları konu eden kitap hayli ilgi çekici.
“Fikriye Hanım’la Atatürk’ün kaldıkları oda ne kadar yakındı?”,
“Kadınlar bacaklarını kömürle neden boyadı?”,
“İsmet İnönü Zerrin Özer’i nasıl keşfetti?”
gibi ilgi çekici soruların cevapları yer alıyor.

“Ben kadınların erkeklerden daha üstün varlıklar olduklarını düşünüyorum o nedenle öncelikle kadınları anlatmayı seçtim” diyen Yaşar Gürsoy, kitabın önsözünde doğmamış kızına yazdığı mektuba yer vermiş.
Kitabı özellikle genç erkeklerin okuması gerektiğini belirten Gürsoy “Çünkü güçlü kadınlar hakkında bilgi edinirler ve güçlü bir kadınla beraber olmayı becerebilirlerse bu onları da güçlü kılar.”

Kitaptan bazı ayrıntılar:
Çanakkale’de keskin nişancı kadınlar
Çanakkale’deki keskin nişancı Türk kadınını anlatan bir Anzak askerinin mektubu yer alıyor. Avustralyalı piyade er J.C Davies, annesine yazdığı mektupta Türk keskin nişancı kadını şöyle anlatıyor:
“18 Mayıs 1915 günü keskin nişancı bir Türk kızı, pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir genç kızdı… Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı’’.

Fikriye Hanım ve Atatürk

Fikriye Hanım’la ilgili anlatılan şu cümleler de dikkat çekici:
“En zorlu zamanlarda bir erkek kıyafetine bürünerek İstanbul’dan Ankara’ya gelmeyi göze almıştı. (…) ‘Paşanın bulunduğu karargâh 35-40 kişilikti. Fikriye Hanım gelene kadar aralarında Mustafa Kemal Paşa’nın da bulunduğu o kadar kişi aynı karavanadan yemek yiyor, çamaşırları ise Musevi bir kadın tarafından yıkanıyordu. Ama Fikriye Hanım’ın elinin değmesiyle binada bir anda her şey düzene girmeye başlamıştı. Yattığı oda paşanın hemen yanındaki odaydı.”

İlk Türk Müslüman kadın oyuncu Afife Jale’nin çile dolu yaşamına da yer verilmiş kitapta.
Hayatını kaybettiğinde 39 yaşında olan o cesur kadının cenazesine katılanların sayısı bir elin parmakları kadar bile değildi.
Gürsoy bu olayı şu sözlerle anlatıyor:
“Mezarlıkta, sadece 4 kişilik bir cenaze töreni var. Üç beş saat önce yaşamı hastanede noktalanan bu 39 yıllık cansız beden Afife Jale’ye ait. Bir tiyatro oyuncusu. Ama ‘herhangi biri’ değil. Tehditlere, aile ve polis baskısına, ağır hakaretlere aldırmadan doğru bildiği yoldan sapmayan cesur bir insan… Yapayalnız bir eroinman olarak hayata akıl hastanesinde veda etti. Onu o gün uğurlamayan kalabalıklar, verdiği mücadelenin önemini sonradan anladılar’’.