Aynı ekolün gazetecileriydi! Asparagas yapan Genel Yayın Yönetmeni kimdi? Burak Ersemiz açıkladı

Hürriyet’teki işten ayrılmaların ardından bazı paylaşımlarda Fikret Ercan ve dolayısı ile Rahmi Turan gazeteciliği tartışılmaya başlandı.
Ben de bir anı aktarayım.

1989 yılının Ekim ayıydı daha 20 yaşında genç bir muhabirdim. Mehmetçik 89 Planlı Tatbikatı’nı yerinde izlemek için Kırklareli’ne gönderildim. Yaklaşık bir hafta gazeteci TC Selçuk Eken, Hakan Kumuk, Savaş Ay, Orhan Can, Yaşar Gürsoy Ve şu an hatırlayamadığım diğer ustalarla tatbikatı izledik, fotoğrafladık haberleştirdik.
İlk günlerde yaptığımız haberler sıradan tatbikat haberleriydi.

Bu arada o tarihte daha 4 yıllık bir çömez olmama rağmen yanlış hatırlamıyorsam en ilgi çekici fotoğrafı da ben çekmiştim. Bir jip üzerinden atılan Milan mermisinin toptan çıkış anı, hedefe giriş anı ve hedef içinde patlamasını Nikon FE ve MD12 motor ile on kareye sığdırmıştım. Her nasıl olduysa bu fotoğraflar daha sonra o yıllarda önemli olan bir silah dergisinde yayınlandıysa da ben herhangi bir telif almadım.

Neyse bu arada konuya gelelim; Son günlerde Fikret Ercan ve Rahmi Turan gazeteciliği konuşuluyor. Özellikle Asım Güneş’in bir paylaşımdan sonra yazdığı yorumla bazı konular gündeme geldi.
Dediğim gibi tatbikatı izlerken bir çok haber yaptık ancak bunlardan en önemlisi ekteki haberlerde adı geçtiği üzere bir Bulgar subayının açıklamalarıydı. Bulgar subay “biz emir kuluyuz “Türk köylerini kuşatın” diyorlar, kuşatıyoruz daha sonrada köyler boşaltılıyor” demişti ve benzeri konular anlatmıştı ben de diğer meslektaşlarım gibi haberi Bulgar subayın açıklamaları üzerine kurdum. Neticede Jirkov rejiminin soydaşlarımıza uyguladığı zulmün üzerinden çok az vakit geçmiş köylerinden göçe zorlanan Türk’ler daha yeni yeni hayata tutunmaya başlamışlardı.

Ancak ertesi sabah dönemin 1. Ordu Komutanı baktım yanında emir subayları ve elinde o günün Hürriyet gazetesi ile bana doğru geliyor. Kızgın Orgeneral ekte fotoğrafını göreceğiniz haberi göstererek “Nasıl böyle bir şey yazarsın?” diye çıkıştı. Habere baktım kıpkırmızı oldum “Komutanım “ dedim “Bu benim yazdığım haber değil “ Allahtan haberi yazarken ilk kaleme aldığımı doktor reçetesi gibi yazdığım için temize çekip ikinci yazdığımı gazete yollamıştım.

1. Ordu Komutanı benim yazdığım haberi görünce benden özür diledi ve “Genç bir gazetecisin sen sakın böyle olma” dedi. Hatta o geceki aydınlatmalı tatbikatta ben çok üşüyünce bana parkasını verdi ancak emir subayları apoletleri çıkarmayı unuttukları için gece tatbikatı sırasında dolaşırken herkes sakallı ancak Orgeneral apoletili 20 yaşında bir çocuğa mecburen selam vermek zorunda kaldı..

Uzattım neyse, çıkan haber “Kadın askerler Mehmetçiğe bayıldı” başlığıyla çıkmıştı Bulgar subay, yani Kostav’ın açıklamalarından tek bir kelime dahi yoktu. Birinci sayfada arşivden alınmış yapılı üstü çıplak yağız bir anadolu delikanlısının komando görüntüsü vardı.

Evet haberi bu hale getiren Rahmi Turan “gazeteciliği” idi Çetin emeç’in ölümünden sonra ne yazık ki kısa bir süre Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmenliğini yapmıştı ve işte o habercilik anlayışı buydu.

Ve o dönem yani o gece bana parkasını apoletleri ile birlikte veren komutan, daha sonradan genelkurmay başkanı olması Tansu Çiller ve dönemin G.K Başkanı Doğan Güreş tarafından engellenen Orgeneral Muhittin Fisunoğlu’ydu.

Burak Ersemiz