Taraftar gözüyle bir Beşiktaş analizi.. Birol Öktensoy yazdı

Şenol Hoca Takımına Yabancı…

Konu Beşiktaş olunca insanın “iyi” bile demesi bazen zoruna gidiyor, neden mükemmel ya da daha iyi olmasın diye hayıflanıyoruz.
Takımın bu yıl ki istatistikleri geçen yılın önünde. Son 8 yılın en iyi istatistiklerine sahip olmuş.
İyi, iyi olmasına da camia ne kadar mutlu ve mesut? O geçen yılki takım oyunundan sonra taraflı tarafsız herkeste bir dudak bükme hali de yok değil hani, demek ki, “istatistik her şey demek değilmiş” lafı doğrulanıyor gibi.

  Bir kaç nacizane tespitimi sizinle paylaşmak isterim.
Bu sezon Şenol hoca, takımına geçen yıl göreve başladığı dönemden daha yabancı. Ne kadar ironik değil mi? Geçen yıl ilk kez başına geldiği takımı belki başında olup 1 sezonu devirdiği takımından daha iyi tanıyordu.

Şüphesiz Samet hoca ile başlayan Biliç ile ruh bulan takım Şenol hoca ile istediği tecrübeye kavuşup geçen yılı açık ara şampiyon bitirdi, şüphesiz yukarıdan saydığım hocaların da yönetiminde bu başarıda payları vardı.

Peki, hocaya geçen yıl başka hangi faktörler yardımcı oldu bir bakalım; sakatlık faktörü Şenol hocanın en büyük şansı oldu, neden mi? Veli ve Tolgay olmayınca, Oğuzhan Atiba ikilisi çıkıverdi gündeme ve önlerinde Sosa ile aktı gitti bütün yıl.

Yeni sezonda hocanın elindeki kadro derinliği, belli ki hocanın kafasını fena karıştırmış durumda. Geçen yılın süper ikilisi Oğuzhan ve Atibayı bir kere bile yan yana oynatmadı, demek ki bu sistem Şenol hocanın keşfi değil sadece mecburiyeti idi.

Bir diğer faktör ise Sosa ve Gomez’in beklenenin çok üstündeki performansları oldu. Bu nedenledir ki takımda tutamadık ikisini.

Son faktör ise takımda yetenekli oyuncuları çokluğuydu. Q7’yi takım oyuncusu olmaya zorladı, o yoksa Töre vardı. Sosa da kanatta oynayabiliyordu ama bu sezon belli ki Q7 kendini takımdan vazgeçilmez görüyor. Daha laubali ve kafasına buyruk oynuyor.
Neyse bu tespitleri bir kenara alalım da sadete gelelim dimi.

Çok bilinen bir söz var ya “Futbol basit oyundur, zor olan onu basit oynamaktır”, Şenol hoca her hafta bu işi daha zor ve karmaşık hale nasıl getiririm diye ayrı bir mesai harcıyor gibi, Kayseri maçında bir ara Necip forvet arkası, Q7 ön libero, Talisca Sağ açık oynadı, maçın sonlarına doğru Adriano sağ açık Ömer forvet arkası, Q7 sol açık, bu nasıl taktik, nasıl bir düşüncenin eseridir demekten kendimi alıkoyamıyorum. Bu anlayışla Beşiktaş son 30 dakika oyunu Kayserispor’a teslim etti ve sonucu kalite farkı belirledi. Asla taktik ve teknik farkı değil.
Şenol hoca takımını tanıma ve anlama süreçlerini maçlardan çok antrenman ve hazırlık maçlarına kaydırsa hiç fena olmaz.

 Hoca takımına, taraftar bu futbola yabancı, bir an evvel hocanın Atiba, Oğuzhan, Talisca üçgenine dönmesi ve uyum için ısrarcı olması gerekir diye düşünüyorum. İnler, Tolgay iyi birer opsiyon olarak kullanılmalı, bu arada “Her oyuncu her mevkide oynayabilmeli” adlı ütopyadan uzaklaşmakta da fayda var.

Unutulmamalı ki, futbolcuları efsane yapan ilk temel unsur onların yeteneklerine ihanet etmeyecekleri mevkilerde oynamasındandır..
Hiç Messi’yi ön libero oynarken gördünüz mü ?
Ya da Roberto Carlos’u sağ açık? Futbol, biraz aklı selim düşünüce o kadar da zor değil.

Neyse, kazanan her zaman haklıdır diyelim, kazanırken eksikleri bizler tartışmalıyız, hoca, bazılarını Bu sezonu en büyük şampiyon adayı olarak değil, “şampiyonu” olarak tamamlamak dileğiyle..

Viva Beşiktaş !!!

Birol Öktensoy