Nezih Alkış gerçekten de yaşamı boyunca ‘’Nezih bir insandı’’.
Muhabirlik, istihbarat şefliği, spor servisi müdürlüğü, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Başkanlığı görevlerinin basamaklarına, bileğinin hakkı ile tırmanmış, kendisine yöneltilen ‘‘Bey’’, ‘’Efendim’’ gibi sözcükleri birlikte çalıştığı mesai arkadaşlarının dilinden silmiş, herkesin ‘’Nezih ağabey’’ i olmuştu.
Kapısı tıklatılarak odasına girilen bir yönetici de değildi.
Çalıştığı gazetelere herkesten önce gelir, gazetelerin spor sayfalarını okur, gerekirse istihbaratlar yapar, notlar çıkarır, haber toplantısında o günün gündemini belirlerdi. Kısacası ‘’Nezih’’ ağabey spor dünyasının kütüğüne, temiz bir sicille yazılmış, sevgi, saygı ve itibar gören bir spor adamı idi.
Zaten başta futbol olmak üzere, gençlik yıllarından itibaren sporun çeşitli dalları ile ilgilenmiş, tribünlerin ve spor sahalarının ayrılmaz seyircisi olmuştu.
Gazeteciliğe ise 1959 yılında Son Posta gazetesinde başladı. 1963 yılında Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin (TSYD) üyesi olan Alkış, 1992-94 yılları arasında 1 dönem başkan olarak görev yaptıktan sonra, görevi Atilla Gökçe’ye devretti.
Nezih Alkış’ın bir başka özelliği de, TSYD Başkanlığı öncesinde Kahraman Bapçum’dan sonra yönetim kurullarında hiç yer almamasına rağmen, ikinci başkan olma özelliğini taşıması idi. Son Posta’dan sonra çeşitli spor dergilerinde çalışan, yazarlık yapan Nezih Alkış, meslek hayatının en verimli ve uzun yıllarını Milliyet gazetesinde yaşadı.
1970’li yıllarda Milliyet Gazetesinin Metin Kurt, Oğuz Tongsir, Nezih Alkış, Şükrü Gülesin, İlker Ateş, Mesut Yavuz ve Bülent Gencer gibi usta gazetecilerin arasında yer aldı.
Aynı gazetede muhabirlik, spor yazarlığı ve istihbarat şefliği, spor müdür yardımcılığı görevlerinde bulundu.
1988 yılında Hürriyet gazetesine geçen Nezih Alkış, 2001 yılına kadar da Hürriyet’te spor müdürü, daha sonra Lig TV’de Spor danışmanı, Akşam Gazetesinde Spor Müdürlüğü görevlerini yürüttü.
Evli ve 1 çocuk babası olan Nezih Alkış, emeklilikten sonra 2020 yılında kalp kapakçığı değişimi için ameliyat oldu.
2021’in son aylarında rahatsızlığı tekrar ortaya çıkan Nezih Alkış, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Bu anılardan biri de Hürriyet Gazetesinin usta spor yazarı İsmail Er’e aitti. İsmail Er Hürriyet’te birlikte çalıştığı Nezih Alkış’ın, gazetenin yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’e nasıl rest çektiğini şöyle anlatıyor:
Sonradan kendilerini spor medyasında hesapta baron görenleri, kulüp başkanlarına tehdit ve şantaj yapan çantacı spor müdürlerini hiç bir zaman ciddiye almadı.
Aksine yanına yaklaşanı kovdu..
Genel Yayın Yönetmenlerine spor servisinin özgür ve bağımsız bir servis olduğunu her dönemde hissettirirdi.
Muhabirlerinin yazdığı her habere siper olur
, ekibine sahip çıkardı.
Hiç unutmam, tepeden inme Genel Yayın Yönetmenliğine gelen ve gerçek gazetecilerin çıkışını veren Ertuğrul Özkök’ün, ısrarla maç yazılarını Pakize Suda ile şarkıcı damadına yazdırmak istemesi karşısında dimdik ayakta duran Nezih Alkış’ın “Ertuğrul bey siz muhabirliği bilmezsiniz, Burası magazin servisi değil spor servisi” diyerek rest çekmesi unutulmaz.
Gazete patronunun sadece servis şeflerine verdiği prim için ‘’Primi bize değil çalışana verin’’ diyerek personeline de verilmesini sağlaması, alkışlanacak olaydı.
Bu arada birçok kulüp başkanları ve futbolcuların muhabirlerin yazılarını eleştirmesi karşısında dik durur şunları söylerdi: Biz haberi yazarız siz de yorumlarsınız. Kasıt yok, belge ve bilgi varsa muhabire ve foto muhabirine inanır güvenirim.
O günlerde gazeteler “Okul Spor Yurtları Müsabakaları”na özel ilave yapardı..
Milliyet’in ilavesi İstanbul’da basılırdı.
Maçların sonuçlarını, yıldız tablosunu, haberleri İstanbul’a telefonla bildirirdik..
Görevli olduğum bir maçı heyecan ve dikkatle izlemiştim.
Sıra İstanbul’a bildirmeye gelmişti. Milliyet Gazetesi’nin spor servisini aradım..
Karşıma tok bir ses çıktı..
Biri spor müdürü, diğeri de yardımcısı. Benim gibi çömezler için ulaşılamaz yöneticilerdi. Biz o zaman öyle sanırdık. Oysa bir telefon kadar yakınmışlar.
Nezih abi söylediklerimi üşenmeden daktilosu ile yazdı.
Koskoca Nezih Alkış, stajyer Sedat Kaya’nın haberini aldı.
Ertesi gün gazeteye baktım. İmzamı da koymuştu.. Sedat Kaya İzmir’den bildiriyor.
”Nezih Alkış bizim mesleğin amirali idi. Kılcal damarlarına kadar haberciydi. Önce insan, sonra gazeteciydi. Sadece sayfalarda değil. Yüreklerde de manşetti.’’
Daha sonra öğle namazının ardından Zincirlikuyu Camisi’nden alınarak Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Allah mekanını cennet eylesin.
1- 1959 yılında Son Posta gazetesinde mesleğe başlayan 63 yıllık gazeteci Nezih Alkış, 84 yaşında idi.
2- En Uzun çalışma ortamını Milliyet gazetesinde yaşayan Nezih Alkış, muhabirlik, spor yazarlığı, Spor müdürlüğü ve TSYD Başkanlığı görevlerinde bulundu.
3- 1970’li yıllarda Milliyet gazetesi usta bir yazar kadrosuna sahipti.
Nezih Alkış da bu kadronun içinde yer alıyordu.
Soldan sağa: Metin Kurt (Futbolcu), Oğuz Tongsir, Nezih Alkış, Şükrü Gülesin, İlker Ateş, Mesut Yavuz ve Bülent Gencer.
Kaynak: Facebook