Sağlığımın devrimi…

Ben elektinkimin, suyumun, doğal kazığın faturasını öderim.
Ben devlete çalışırken de, emekli iken de vergimi öderim.
Ben her yapılan zamma ya sabır çekerim,
Ben ekmeğimi böldüm de yedim, sesim de oldu sessizliğimde,

Ben kolesterolüm ölçülsün derim, kan tahlilim yapılmaz,
Çocuğumun dişleri sıkı çıkar, ortodontiye git derler, giderim.
İki yıl devletin hastanelerini dolaşırım, ortodonti bölümü yok.
Çapa’da var, yıllar sonraya randevu veriliyor denir.

Vakıf Gurebayı ararım, Yok derler burası artık Bezmialem
Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi derler. İsmi bile
Beni yorar. Randevu alır giderim, 75 TL’mi nakit alırlar,
SGK’dan kesilecek ayrı. Bakarlar, haa evet ortodontiye git derler.
Önce diş doktoru bakarmış, o sevk edermiş. Gideriz ve ortodonti,
Haa evet tel takılmalı, biz sizi 2 yıl sonra ararız diyerek telefonumuzu alırlar.
Ne iş derim?. 2 yıl sonra randevu vermek için aranırmışız, randevu da 2 yıl sonraya.
Etti mi sana 4 yıl güzel kardeşim, zaten bu arada dişler çarpuk çurpuk olur,
İş işten geçer, tel mel hikaye. Napcaz, kendi g.tümüze güvenip doktora gidecez.
Gittik, 4 Bin 500 TL’ye tedaviye başladık ve tam bir yıl taksitlendirdik.
Şimdi ben çalışırken de emekli iken de bunca vergi ödeyip çocuğumun dişine
Bir tel taktıramayıp, binlerce lira öder iken, Sağlığımın devrimini yapan kişiler,
Hani hep sallarsınız, eskiden kuyruklar olurdu vs. diye. Gidin de hastanelere,
Görün bakalım kuyruklar nasıl, millet koridorlarda birbiriyle kavga ederken,
İki, üç yıl sonraya randevu bile verilmezken, sağlıkta devrim dediğin böyle yapılır…

Genco Sabancı