Sarışın yıldız adayı, üstü açık kırmızı arabasını gecenin bir vakti iyice tenhalaşmış ve loşlaşmış Hollywood Bulvarı’nda hızla sürerken trafik polisi çevirmiş:
– Hanımefendi, ehliyetiniz lütfen.
– Ehliyet nedir, afedersiniz?
– Kredi kartı büyüklüğünde bir karttır, hanımefendi. Üzerinde resminiz vardır.
Sarışın yıldız adayı cüzdanını çıkarmış, içinden bir yığın kart dökülmüş, üzerinde resmi olanı bulup, uzatmış.
– Teşekkür ederim hanımefendi. Şimdi de ruhsatınız lütfen.
Sarışın mahçup mahçup yine sormuş:
– Ruhsat nedir?
Polis sabırla cevap vermiş:
– O da deyim yerindeyse arabanızın kimlik kartıdır, genelde torpido gözünde durur.
Sarışın torpido gözüne uzanmış; orada gerçekten de öyle bir kart varmış, onu da polise uzatmış. Polis ehliyet ve ruhsatı incelemiş. İkisi de mükemmelmiş. Görünürde her şey normalmiş, ama ortada da bir gariplik varmış.
– Bir dakika lütfen.
Polis bunu söyledikten sonra motosikletinin yanına gitmiş, telsizle merkezdeki nöbetçi arkadaşını arayıp, olanları anlatmış. Merkezdeki sormuş:
– Kadın sarışın mı?
– Evet!
– Mavi gözlü mü? Evet!
– Süper mini mi giyiyor?
– Evet!
– Göğüsleri kazağından fırlıyor mu?
– Evet!..
– O zaman hemen arabanın yanına git ve fermuarını indir.
– Ne, çıldırdın mı sen? Ben bunu nasıl yaparım!..
– Sen git, dediğimi yap!..
Trafik polisi sarışının yanına gelmiş, fermuarını indirmiş. Sarışın bağırmış:
– Neee, yine mi alkol muayenesi!..
