Reine saldırganı.. Aklıma gelenler..

REİNA SALDIRGANI..

Polisin ve tabii istihbaratın önemli bir başarısı gibi görünüyor.
Gerçekten öyle ise, tebrik etmek lazım tabii ki.

Ama ben yine, sık sık buralarda dile getirdiğim bir güvenlik zaafiyetinden söz etmek istiyorum. Şöyle ki:

Bütün televizyonlarda, herifin bir binadan çıkarılıp polis aracına götürülme anının yakın plan görüntüleri dönüyor.
Yani, polis zanlıyı binadan çıkarıyor ve muhabirlerin kameramanların yakın mesafeden erişebileceği bir biçimde naklediyor.
Gecenin karanlığında, kimin nereden nasıl çıkabileceği, o muhabirlerin arasına kameramanların arasına kimin nereden nasıl karışabileceği hesaplanmadan.

Bütün adli vakalarda bu hata işleniyor.
Cinayet ya da tecavüz vb. ciddi olayların zanlıları, emniyet-adliye-hastane gibi yerlere girip çıkarken çevreden fırlayıveren muhabir ve kameramanlar çok kolay “erişebiliyor” hatta mikrofonlarını zanlıların burnuna dayayıp soru sorabiliyorlar.
Bir gazeteci olarak, meslektaşlar için bu bana şahsen büyük bir “avantaj-fırsat” gibi görünse de, güvenlik açısından büyük bir rezalettir.

Elinde kamera-mikrofon vs. ile o “menzile” girebilen biri silahla da girebilir.
Gerisini siz hayal edin. Ne demek istediğimi anlayın.

Türkiye’nin yaşadığı ender büyüklükte bir terör hadisesinden ve belki de bağlantıları, sonuçları açısından çok önemli bilgileri haiz olabilecek bir şahıstan söz ediyoruz.

Nasıl bu kadar kötü “korunur” böyle biri?

Zafer Arapkirli