Şenol Güneş’ten “Adaleti, vicdanı, ahlakı, erdemi” öldürerek kendisini haksız çıkartanlara filozof yanıtı: 5 çan çaldı

Şenol Güneş gülüyor

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Kayserispor karşılaşmasının ardından konuştu. Taraftarın kendisine olan sevgisinden bahseden Güneş, “Sevgi selinin olduğu yerde ayrılmayı doğru bulmam” derken, sözlerini ise, “5 çanın çaldığını, adaletin öldüğünü düşünüyorum” diyerek bitirdi.

5 çanın çalmasının anlamı

Şenol Güneş’in “5 tane çanın çaldığını, adaletin öldüğünü düşünüyorum” sözünün anlamı şöyledir:
Hikayeye göre çan 1 kez çaldığında halktan birisi,
çan 2 kez çaldığında tanınan ve eşraftan olan birisi,
çan 3 kez çaldığında saray çevresinden birisi,
çan 4 kez çaldığında ise kralın öldüğü haber verilir.
Çan 5 kez çalınca, halk çanın neden 5 kez çaldığını sorar. Çancı, “Adalet öldü” der.

Şenol Güneş’in açıklanasının tamamı şöyle:

“Hakkımda yazı yazanların burada olmaması beni üzdü. Kendileriyle direkt görüşmek isterdim.

Sahaya kazanmak için çıktık ve hak ettik. Bu sonuç bizi tatmin etmiyor çünkü bulunduğumuz yerden memnun değiliz. Sorumlusu da benim.

Yönetim ve taraftar hep yanımda oldu. Camia içinde benimle ilgili mutsuzluk yok. 1 yıl daha mukavelem var. Bu kadar sevginin olduğu yerde kendimden kaynaklı ayrılık olmaz. Bu kadar güzel bir ortamda ayrılmayı doğru bulmam. Dünyanın sonu değil, zamanı gelince tabii ki hepimiz ayrılacağız.

Yönetim ve taraftar her türlü desteği verdiği için, bugünkü bulunduğumuz konumdan dolayı onlardan özür diliyorum.

Bir videoda kendimden özür dilediğimi söylüyorum, bunu da tekrar ediyorum. İyi değilim demek ne haddimize, şükürler olsun halimize.

Ortada suç varken suçlu bulamayanlar, mağdur diye bana polis gönderenler, beni suçlu ilan ettiler. Kötü birisi değilim ama iyi olmaktan yoruldum. Edepli edebinden susar, edepsiz, “sen susturdum” zanneder.

Bizim mesleğe saygı göstermeyenlerin, bu meslektekiler tarafından dışlanması gerekirken, bizi kenara atanları unutmayacağız. Susarak konuşmak istedim. Geçen hafta sustuğumda anlatamadım. Yoksa kırıcı olurum diye korkuyorum. Haksızlığa isyan ediyorum.

Bu kulüp beni onurlandırdı. Kendi şehrimde de bunu yaşıyorum. Bugüne kadar taraftarlar bize çok destek oldular. Şiddeti ve küfrü kınıyorum. Bu konuda örnek olmak zorundayız.

Hiçbir hocanın kafasının yarılmadığı, yabancı cisimlerin atılmadığı bir ortamda örnek olmalıyız. Çok acılar çektiğim için buraya geldiğimi düşünüyorum.

Sabırlı olmamız, haksız olduğumuzu göstermez ama kimse bizim gücümüzü ve sabrımızı zorlamasın. Buraya gelmeyip benimle ilgili kanaatte bulunan yazarları görmek isterim.

Fikret Bey, Aziz Bey, Aykut Kocaman ya da kim varsa, hepsiyle yüz yüze konuşmaya hazırım. Benim beklentilerim kendimle ilgili değil.

Kafasında soru işareti olanlar hastaneye gidip raporları alsınlar. O belgeleri zaten zamanı gelince vereceğim herkese. Türkiye’de sıkıntılar var, seçim atmosferi var, biz olabildiğince alttan alıyoruz ama biz suçlu değiliz ki. Biz alttan alıyoruz ki sakin olunsun. Onun için edepli, edepsizi ayırmaya çalışıyoruz. Ayıramazsak kargaşa olur. “Zaten kargaşa var.  siz de kargaşa oluşturmayın sahaya çıkın” diyenler, haklıyla haksızı ayırsınlar.

Ben milli takımda hukukun gücü mü, gücün hukuku mu demiştim. O gün gücün hukukuna inanıyordum, bugün ise 5 tane çanın çaldığı adaletin öldüğünü düşünüyorum.”

Güneş’in son sözü çanların çalarak ölümlerin ilan edildiği hikayenin aslı şöyledir:

Kral’dan daha önemli ne olabilir?

Çok eski yıllarda İngiltere’de bir gelenek varmış.

Sıradan bir
vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuş.

Bir asil öldüğünde iki kez, kralın bir yakını öldüğünde üç kez,

kral öldüğü takdirde ise dört kez çalınırmış.

Günün birinde, herkesin hak aramak için sığındığı mahkeme, bir vatandaşı haksız yere mahkum etmiş…
Ve kilisenin çanı tam beş kez çalmış.
Ahali merak içinde kalıp papaza koşmuş:

“Ey papaz efendi, kraldan daha önemli biri var mı ki o ölünce çan beş kez çalınsın…”

Papaz yanıt vermiş:

“Kraldan daha önemli bir şey var!..
ADALET öldü.”

arkaguverte.com bu ders alınacak hikayeyi daha önce böyle yayınlamıştı:

Kral’dan daha önemli ne olabilir? Müthiş bir hikaye..