TARİHTEN BİR ANI….
Yıllar önceydi o meşhur 87 kara kış İstanbul’u felç etmiş insanlar işe gidemiyor, fırınlar ise yeterince ekmek çıkaramadığından uzun kuyruklar oluşuyor, sıraya girenlerin çoğu eve eli boş dönüyordu. Elektrikler yeterince çalışmıyor, kar yüzünden kömürler gelmeyince insanlar evlerinde üşümemek için eski eşyalarını yakıyordu.
O yıllarda Bakırköy adliye muhabirliği yaptığım dönem araçlar çalışmadığından duruşmalar yapılmıyor, tüm davalar ertelenmiş, tam 16 gün boyu yürüyerek adliyeye geliyor kahvede hakim, savcı,polis, mübaşir katip ve gazeteci oyun oynuyorduk.
Hiç unutmam, 2. Asliye Hakimimiz vardı Ekrem bey Bayburtlu (kanserden rahmetli oldu) Allah nurlar içinde yatırsın.
Bir gün öğlen yemeğinde sohbete daldık.
Ve bana şunu söylemişti hep kulağımda “Gün gelecek dünyada paranın değeri kalmayacak. Paranın yerini kartlar, ve bartırlar alacak” demişti.
Şaşkın bir halde kart ne hakim bey? Ya da “bartır ne”?
Ki o zamanlar kart falan yok bırakın onu çep telefonu internet, bile bilmiyoruz.
Ama hakkını yemeyeyim selfiyi çok iyi biliyordum.))
Rus malı Zenit makinamı otumatik ayarlayıp karşısına geçip resim çektire biliyordum.
Demek ki bu da benim bu günkü selfi çekenlere bir eserim olmalı.))
Neyse konuyu dağıtmadan sevgili hakim Ekrem bey gülerek “Kart var ya kart işte o tüm bankalar paranızı ipotek altına alıp size hesap açıp, yerine kredi kartları verecek ve sizde verdiği karta güvenip harcadıkça harcayacaksınız.
Sonra, ipin ucunu kaçırınca anlayacaksınız.
Bartır ise oda şu dedim ya paranın değeri olmayacak.
Size para karşılığında araba yerine ev, ev yarine yazlık, yazlık yerine kışlık ya da televizyon yerine buzdolabı kısaca her şeyi karşılıklı size sunacaklar.
Ve para denen nesle ortadan yavaş yavaş kalkacak.
Zamanla kapitalizmin çöküşü başlayıp yerini devlet tekelinde kominizim alacak” demişti.
O zamanlar ne kredi kartı vardı ne de bartır..
Alış verişi şimdilerde bakıyorum da rahmetli hakim Ekrem bey ne güzel görmüş geleceği.
Yıllar önceydi o meşhur 87 kara kış İstanbul’u felç etmiş insanlar işe gidemiyor, fırınlar ise yeterince ekmek çıkaramadığından uzun kuyruklar oluşuyor, sıraya girenlerin çoğu eve eli boş dönüyordu. Elektrikler yeterince çalışmıyor, kar yüzünden kömürler gelmeyince insanlar evlerinde üşümemek için eski eşyalarını yakıyordu.
O yıllarda Bakırköy adliye muhabirliği yaptığım dönem araçlar çalışmadığından duruşmalar yapılmıyor, tüm davalar ertelenmiş, tam 16 gün boyu yürüyerek adliyeye geliyor kahvede hakim, savcı,polis, mübaşir katip ve gazeteci oyun oynuyorduk.
Hiç unutmam, 2. Asliye Hakimimiz vardı Ekrem bey Bayburtlu (kanserden rahmetli oldu) Allah nurlar içinde yatırsın.
Bir gün öğlen yemeğinde sohbete daldık.
Ve bana şunu söylemişti hep kulağımda “Gün gelecek dünyada paranın değeri kalmayacak. Paranın yerini kartlar, ve bartırlar alacak” demişti.
Şaşkın bir halde kart ne hakim bey? Ya da “bartır ne”?
Ki o zamanlar kart falan yok bırakın onu çep telefonu internet, bile bilmiyoruz.
Ama hakkını yemeyeyim selfiyi çok iyi biliyordum.))
Rus malı Zenit makinamı otumatik ayarlayıp karşısına geçip resim çektire biliyordum.
Demek ki bu da benim bu günkü selfi çekenlere bir eserim olmalı.))
Neyse konuyu dağıtmadan sevgili hakim Ekrem bey gülerek “Kart var ya kart işte o tüm bankalar paranızı ipotek altına alıp size hesap açıp, yerine kredi kartları verecek ve sizde verdiği karta güvenip harcadıkça harcayacaksınız.
Sonra, ipin ucunu kaçırınca anlayacaksınız.
Bartır ise oda şu dedim ya paranın değeri olmayacak.
Size para karşılığında araba yerine ev, ev yarine yazlık, yazlık yerine kışlık ya da televizyon yerine buzdolabı kısaca her şeyi karşılıklı size sunacaklar.
Ve para denen nesle ortadan yavaş yavaş kalkacak.
Zamanla kapitalizmin çöküşü başlayıp yerini devlet tekelinde kominizim alacak” demişti.
O zamanlar ne kredi kartı vardı ne de bartır..
Alış verişi şimdilerde bakıyorum da rahmetli hakim Ekrem bey ne güzel görmüş geleceği.
İrfan Demir
Konuşma Sonu
