Faşist Almanların açlığa terk ettiği Yunanlılara yiyecek götüren “Kurtuluş” vapuru.. Pire Limanı’nda mahşer gibi kalabalık onu bekliyordu

Kurtuluş Savaşı, Türk-Yunan harbinde iki devleti Ege Denizini sınır çizerek ayırdı.
Diğer yandan başka bir ‘Kurtuluş’ ise iki ülkeyi 1940’ların hemen başında birleştirdi.
Nasıl mı?
2. Dünya Harbi’nde Yunanistan’ı işgal eden İtalyan ve Nazi birlikleri Yunanlıların yiyeceklerine el koymuş ve Sovyet sınırına taşıyordu.
Oradaki Nazi – Sovyet savaşı için stok yapılıyor ve Yunanlılar açlıkla ölüme mahkûm ediliyordu.
Yunanistan’da erzak yok denecek kadar azdı, kıt olan bu yiyecekler de karneye bağlanmıştı.
Açlık öyle bir boyuta ulaşmıştı ki insanlar ölüyor, diğerleri hayatta kalabilmek için at, eşek, kedi ve köpekleri dahi yiyor, yiyecekler karaborsaya düşüyordu. Bir süre sonra o yiyecekler de tükenmişti.
Yunanistan’daki bu insanlık dramına bir ülke dur demek istedi; Türkiye…
Kızılay, 50 bin ton yiyecek göndermek için kollarını sıvadı.
Bu erzak Tavilzade Biraderler’e ait bir vapur ile gönderilecekti.
Kurtuluş Savaşı’nda yenilen Yunanlıların kurtuluşu bu kez “Kurtuluş” adındaki vapurla olacaktı.
14 Ekim 1941’de iki bin ton erzak ile Karaköy’den Pire’ye doğru yola çıktı.
Dümende Rıdvan Ür vardı.
Pire Limanı’na yanaşan vapur, Yunanlılara ilk yardımı gerçekleştirmişti.
İstanbul’a dönen Kurtuluş’taki mürettebatın anlattıkları ve olayın vahametinin ne denli büyük oluşunun medyaya aktarılması üzerine tüm Türkiye seferber oluyor ve Yunanlılara yardım için kampanya oluşturuluyordu.
Yüklenen erzak 27 Ekim 1941’de ikinci kez Kurtuluş Vapuru ile Yunanistan’a doğru yola çıktı.
Pire limanı mahşer yeri gibiydi.
Vapur, Şubat 1942’ye kadar dört sefer yaptı ve yaklaşık 7 bin ton erzakı Yunanistan’a taşıdı.
Sonra ne mi oldu?
18 Şubat 1942’de gerçekleşen 5. seferinde Kurtuluş Vapuru iki bin ton erzakla Pire’ye doğru yola koyuldu.
Saat akşam yedi sularında bir fırtınaya yakalandı.
Rotadan saparak Marmara Ada’sına doğru ilerledi.
Burada Marmara Adası’nın Saraylar mevkiinde kayalıklara çarptı.
Kaptan Rıdvan Ür geminin battığını anlayınca mürettebata gemiyi boşaltması talimatını verdi.
Uzun uğraşlar sonucu 39 kişilik mürettebat sağ kurtulmayı başardı.
Kurtuluş’un batışından sonra Tunç, Konya, Güneysu, Aksu ve Dumlupınar gemileriyle 1946’ya kadar bu yardımlar devam etti.
Kurtuluş’tan sonra giden Dumlupınar gemisi 1000 Yunanlı çocuğu İstanbul’a getirdi ve tedavi edilmesini sağladı. Kurtuluş, Yunanlılar için asla unutulmayacak bir hatıra olarak tarih sahnesinde yerini aldı.
Şimdi, Marmara Adası açıklarında 1942’den bu yana huzurla yatıyor.
Türk Yunan dostluğunun bir simgesi olarak…
#Yunanistan
#Kurtuluş

Tolga Aydoğan – Facebook