İşte Mehmet Ali Yula’nın “Hiç düşündünüz mü?” diyerek yayınladığı yazı..
Alta ise rakının icadı nasıl yapıldı yorumları..
Cengiz Gokcek: Şu sallanan beyaz şeyleri sıkacağım, sonra yine sıkacağım diyenle aynı 🙂
Neriman Işık: Yaa evvet acaba kim keşfetmiş?
Nadir Çam: yanlış işler peşindeyken tesadüfen süt sağma olayını bulmamıştır. tahminimce yeni yavrulamış inek, yavrusunu emzirirken bu şahıs “madem yavrusunu besleyecek sütü var, o süt benim de işime yarar acaba ne yapsam da o sütü oradan alsam” diye düşünmüş ve inekten süt sağan ilk insan sıfatını almıştır.
Nadir Çam: Bir de bu karşı görüş var
Muhtemelen ilk inek eti yiyen adamdır. düşünün mesela ilk ineği kestiniz, pişiriyosunuz, pişirirken şişe geçiriyosunuz, o beyaz balon gibi olan yerleri de kesip şişe geçirmeye çalışırken patlıyo dökülüyo, ya da kızarırken ateşin üstünde patlıyo, ateş sönüyo. bu ne lan diyosunuz, beyaz beyaz aktı. sonra bunu da sos gibi dökelim, etin üstüne güzel olur diyosunuz, (böylece mayonezin temellerini atmış oluyorsunuz), ama öylesi güzel olmuyo. gene de kadife gibi bembeyaz sıvıyı da ilk defa görmüşsünüz, dökmek istemiyosunuz, yanınızda dolaştırdığınız, sevip okşadığınız kaplanlarınıza veriyosunuz, içine ekmek doğrayıp, bakıyosunuz ki onlar lüp lüp lüp içiyolar, siz de deniyosunuz. beğeniyosunuz. sonra aklınıza geliyo bunun meme kısmını da çevirip eldiven olarak kullanırız, hem soğukta ellerimiz üşümez falan. o sırada arkadaşınız sizi görüyo, ulan etinden, beyaz sıvısından, derisinden yararlandın, bitirdin lan hayvanı köftehor, diyo. siz de dönüp köfte ne ki, diyosunuz. o da bilmem, ama biftekten sonra icad edeceğimiz ilk et yemeğine böyle diyelim, diyor. böyle böyle gidiyor
Muhtemelen ilk inek eti yiyen adamdır. düşünün mesela ilk ineği kestiniz, pişiriyosunuz, pişirirken şişe geçiriyosunuz, o beyaz balon gibi olan yerleri de kesip şişe geçirmeye çalışırken patlıyo dökülüyo, ya da kızarırken ateşin üstünde patlıyo, ateş sönüyo. bu ne lan diyosunuz, beyaz beyaz aktı. sonra bunu da sos gibi dökelim, etin üstüne güzel olur diyosunuz, (böylece mayonezin temellerini atmış oluyorsunuz), ama öylesi güzel olmuyo. gene de kadife gibi bembeyaz sıvıyı da ilk defa görmüşsünüz, dökmek istemiyosunuz, yanınızda dolaştırdığınız, sevip okşadığınız kaplanlarınıza veriyosunuz, içine ekmek doğrayıp, bakıyosunuz ki onlar lüp lüp lüp içiyolar, siz de deniyosunuz. beğeniyosunuz. sonra aklınıza geliyo bunun meme kısmını da çevirip eldiven olarak kullanırız, hem soğukta ellerimiz üşümez falan. o sırada arkadaşınız sizi görüyo, ulan etinden, beyaz sıvısından, derisinden yararlandın, bitirdin lan hayvanı köftehor, diyo. siz de dönüp köfte ne ki, diyosunuz. o da bilmem, ama biftekten sonra icad edeceğimiz ilk et yemeğine böyle diyelim, diyor. böyle böyle gidiyor
Süheyla Taşçıer: canım benim Mehmet Ali Yula ustam…”canımcım” sevgimdesin. zaten hep duyarsın ya
Alptekin Aydoğan: Onu değil de rakiyi ilk bulan adamı hep merak ettim. Kim bilir ne derdi vardı ?
Ahşap Evler: Yapı Rakı Tekirdağ’da bir üzüm asmasının altında mucizevi bir şekilde olmuş. Ben söyleyenlerin yalancısıyım
Arda Akdiş: Ben de duymuştum
Alptekin Aydoğan: efsane o. Üzüm asmasinin altında tesadüfen oldu. Yine tesadüfen içine anason karıştı. Kazara biri üstüne şu döktü. Biride geçerken içine buz düşürdü. Oldu olacak tesadüfen hıyar a da yoğurt dökülmüş olsun ki caciksiz gitmez meret
Ahşap Evler Yapı: Cacık hikayesi tam bir muamma. İnek hıyar tarlasına dalmış, o arada sütü akmaya başlamış(mucize) o arada hıyarlardan bazıları yere düşünce ürken inek hıyarları parçalamış. Süt de bu arada yine mucizevi bir şekilde yoğurt olmuş. Al sana cacık. ( ulan ne yazdım bee)
