Bab-ı Ali’nin efsane ismi Hulusi Tunca da “gitti”.. Ahmet Ravalı Hulusi abiyi içten yazdı ki..

Bugün kendi boyunca çocukları hatta torunları olan zamane genç kızlarının elinden düşürmediği, çıkmasını dört gözle bekleyip soluksuz takip ettiği, posterleri ile odalarının duvarlarını süslediği efsane Hey dergisinin yazı işleri müdürüydü o.
Sıkı magazinciydi, seviyeliydi. Sanatçının sanatıyla haber olduğu zamanlar yani.
Referans dergiydi çıkardıkları 1970’ler ve 80’lerin bir kısmında.
Kimler yoktu ki….
Doğan Şener, Yener Süsoy, Erhan Akyıldız, Fehmi Ketenci, Arda Uskan, Erdoğan Sevgin gibi duayen isimler çıkartıyordu dergiyi.
Ercüment Akman, Sevan Çamlıca, Kanat Atkaya, İbrahim Seten, Cem Cem Kivircik, Tolga Akyıldız, Erdal Gökkaya, Ramiz Dağlı, Ali Öztürk, Lokman Yavuz, Muzaffer Kantarcıoğlu, Afşin Akın, Uğur Çakır, Adnan Tamirak, Nurgün Çatkın, Şansal İlgün, Umay Umay ve Rüya Ersavcı gibi isimlere kucak açmış, yetiştirmişti…

Ve bu sabah….
Gözümü açar açmaz yaptığım ilk işi yaptım ve telefona göz attım arayan, soran var mı diye.
Senin mesajını gördüm.
Daha doğrusu Türkiye Gazeteciler Cemiyet’inin… Seni kaybetmişiz..
Öyle yazıyordu orada…
Elim ayağım boşaldı… Kalkamadım yataktan…
Oysa daha geçenlerde konuşmuştuk seninle…
Hani o adı ölüm olan kahpeye bilmem kaç ve kaçıncı kez kafa tutuşunun ardından.
Hani sözleşmiştik ya. Sana gelecektim Bakırköy’e…
Kitabının üzerinden geçecektik…
Yetişemedim be Hulusi ustam… Affet beni olur mu…

Cemiyet senin için ‘vefat etti’ diye yazmış.
Cenazen Ataköy’den ikindi namazından kalkıyormuş… Öyle diyor…
Gelmeyeceğim Hulusi ustam gelmeyeceğim…
And olsun ki gelmeyeceğim…
Eğer ki gelirsem kabul etmiş olurum ölümün kahpeliğini…
Kabul etmiyorum… Asla…
Hakkını helal et ustam, arkadaşım, ağabeyim, dostum…
Işıklarda uyu..

Ahmet Ravalı