Yunanlı Polislerle Hırsız Kovalama Öykümüz.. Ön yargılı olmayın başvurun.. Gazeteci Esra Kazancıbaşı Öztekin eşi ile birlikte başına neler geldiğini yazdı 2

Esra Kazancıbaşı Öztekin - Rasim Öztekin Yunanistan

Yunanistan’da Hırsızın Mağduru Olduk!
Yunanlı Polislerle Hırsız Kovalama Öykümüz…

Dedeağaç’ta arabamızı ana caddede park edip Nisiotiko’ya yemeğe gittiğimizde başımıza geleceklerden habersiz öylesine keyifliydik ki! Yemek sonrası arabamızın yanına geldiğimizde sağ arka camın kırıldığını ve eşimin sırt çantasının çalındığı farkettik. Çantada eşimin laptopu, numaralı güneş gözlüğü, şarj aletleri, kuruyemiş ve ilaç kutusu vardı. Garson’un “Polis ilgilenmez” sözlerine aldırmayıp soluğu emniyette aldık. Yunanlı polis; Dedeağaç’ın ana caddesinde kamera olmadığını ve bu yüzden yapacak bir şeyleri olmadığını belirtip, kaybettiklerimizin listesini ve iletişim bilgilerimizi aldı. Bu arada “Eğer, tabletinizde şifre varsa zaten giremez. Özel bilgileriniz güvende sayılır. Ama siz yine de önemli şifrelerinizi değiştirin” dedi. Camı kapatabilmemiz için bize kocaman naylon torbalar vermeyi de ihmal etmedi. Hırsızlık olayının şoku, 4 gün boyunca kalacağımız Yunanistan’da eşimin önemli kalp ve diyabet ilaçlarının da çalınmasıyla büyük bir strese dönüştü. Eczaneler kapanmak üzereydi. Hemen yakın bir eczaneye koştuk. İlaçların bazılarını bulduk ama bazılarını Avrupa’daki isimlerini farklıydı. Eşimin kalp doktoru Prof. Dr. İzzet Erdinler’i aradım telaşla. Şanslıydım ki, ona ulaşabildim. Dr. İzzet Bey, kimi ilacın Avrupa’daki ismini, kiminin ise etken maddelerini söyleyince çalınan tüm ilaçlarını eczaneden temin ettik ve biraz olsun rahatladık.

Şimdi sıra arabanın paramparça olan camına İstanbul’a dönüne kadar geçici, pratik bir çözüm bulmaya gelmişti. Eczacıya “En yakın market nerede? Koli bandına ihtiyacımız var” dediğimde saatine baktı. “Marketlerin çoğun kapanmak üzere. Ama bir sokak ilerdeki “Herşey 1 Euro dükkanına gidebilirsiniz” dedi.

Eşim, eczanenin önünde park ettiğimiz camı kırık otomobilimizin başında nöbet tutarken; ben 1 Euroluk dükkana koştum. Tabii, sırf koli bandı değil, camı kapatmak için ihtiyacımız olacak makas, ekstra büyük boy naylon torba vb. gibi her türlü malzemeyi aldım. Eşimle sanki kırk yıldır kırık camları bu yöntemle kapatıyormuş gibi beceri ve uyumla kısa sürede büyük görevimizi tamamladık. O sırada eşimin aklına icloud hesabıyla akıllı telefonundan çalınan tabletinin konumunu bulmak geldi. Veee, çalınan bilgisayarın verdiği sinyalden hırsızların konumunu belirleyince tekrar Yunan polisine gittik.

DEDEAĞAÇ’TA HIRSIZ KOVALAMACA…
Nöbet değişimi olmuştu. Eşim park yeri olmadığından arabada bekliyordu, bense mesaiye yeni başlayan polislere olayı en baştan anlatıp, eşimin telefonundan bilgisayarın yerini gösteriyordum. Sonuç mu? Dizi filmleri aratmayacak gerilim dolu bir 45 dakika… Polis, eşime navigasyonu kurup, bilgisayarın sinyal verdiği bölgeye gitmemizi, arkadan bizi takip edeceklerini söyledi.

Biz önde, Yunanlı polislerin yer aldığı sivil araç arkada; Dedeağaç’ta hırsızlara operasyona gidiyoruz. 25 km uzaklıktaki bölgeye doğru yol alırken aklımdan geçen birbir düşünce… Biraz tedirginlik… Biraz korku… Biraz adrenalin… Gözlerimin önüne haberlerden, dizilerden izlediğim hırsız-polis kovalamaca sahneleri geliyor. Sonradan eşimle kahkahalarla güldüğümüz o cümle ister istemez dudaklarımdan dökülüveriyor: “Çatışma çıkarsa kendini yere at.”

Sağlı sollu evler bitip, çalılık ve ağaçlık alan başladıkça tabletin sinyal verdiği alana iyice yaklaşıyoruz. Son 500, 400, 300, 200, 100 metre derken, hedefe varınca duruyoruz. Arkamızdaki araçtan inen polislerden biri eşimin cep telefonunu alıp hedef noktayı tam olarak bulmaya çalışırken geriye doğru yürüyor. 5 dakika endişeli ve gergin bekleyin ardından, diğer polis yanımızda beliriveriyor. “Şanslınız” diyor. Elinde eşimin sırt çantası; İçinde ise bilgisayar, arabamızın yedek anahtarı ve ilaçlar. Hırsız, cep telefonu şarj cihazlarını, eşimin gözlüklerini, bozuk para çantasını almış. Bu arada kuruyemişimizi de midesine indirivermiş. Şifreyi kıramadığından tableti ve ilaç kutusunu içinde bırakarak çantayı çalılık alana bırakıp kaçmış.

Bu sefer Yunanlı polisler önde, biz arkada karakolun yolunu tutuyoruz. Tutanak tutuluyor. Polis, başta Suriyeliler olmak göçmenlerin sayıca artmasına bağlı olarak bu tür olayların Dedeağaç’ta tek tük de olsa yaşanmaya başladığını söylüyor.
Yaşadığımız bu tatsız olayda, profesyonel, sıcak ve ilgili yaklaşımlarıyla yanımızda olan Yunan Emniyet görevlilerine teşekkür edip Kavala’daki otelimize doğru yola çıkıyoruz.

Kıssadan Hisse:
. İster Türkiye’de, ister yurt dışında olun; arabanızın arka veya ön koltuklarında hırsızların iştahını kabartan bilgisayar çantası gibi eşyalarınızı asla bırakmayın.
. Akıllı telefonunuzun, tabletinizin icloud’da “Beni Bul” özelliklerini açmayı unutmayın.
. “Nasılsa ilgilenmezler”, “Çalınanları bulamazlar” diyerek polise başvurmamazlık etmeyin. Ön yargılı olmayın.

Esra Kazancıbaşı Öztekin

Esra Kazancıbaşı Öztekin – Rasim Öztekin Yunanistan

Kaynak: Facebook