Yozgat-Sarıkaya’da Roma Hamamı. Görmek lazım

Nereye tanıtayım diye düşünürken aklıma Yozgat-Sarıkaya’da Roma Hamamı geldi.
Gidip görmenizi tavsiye ederim.
Geçmişten günümüze hala daha şifa dağıtmaktadır..

Arkeoloji Dünyası

Sarıkaya Roma Hamamı
Sarıkaya İlçesi Kaplıcalar Mahallesinde, Kaplıca Tesislerinin içerisinde bulunan, Roma dönemine ait “Basilica Therma (Aqua Sarvenae)” isimli antik kentin bulunduğu alandaki Roma Hamamı, modern kaplıca tesislerinin bulunduğu alandadır.
Hamamın büyük kısmı yıkılmış, yalnızca tonozlu arka mekâna geçişi sağlayan batı cephe duvarı ayakta kalabilmiştir. Bu kısımda 10 gözlü ve 2 katlı mermer, kemerli bir duvar görülmektedir.
Yapı üzerine sonradan yapılan eklentilerle oldukça tahrip edilmiş olmakla birlikte 2010 yılında Yozgat turizmine kazandırılmak için temizlik kazıları başlatılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığınca Termal Turizm Merkezi ilan edilmiş olup, birçok hastalığa iyi gelen şifalı sulara sahip bir kaplıca merkezidir.
Sarıkaya Kaplıcalarının Efsanesi (Kral Kızı Hamamı);
Roma Kral Kızı Hamamı diye bilinen Sarıkaya Kaplıcalarının efsanesi halk arasında şöyle anlatılır: Kayseri’de oturan Roma krallarından birinin kızı amansız bir hastalığa yakalanır. Kral kızını birçok hekimlere götürür, tedavisi için her şeyi yapar. Ama güzelliği dillere destan bu kızın derdine çare bulunamaz. Kızın hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte, kız artık yürüyemez bir haldedir. Ayakları tutmamaktadır, dizleri küt olmuştur. Bugünkü adıyla kızın hastalığı romatizmadır. O günlerde Sarıkaya sazlık ve bataklıktır. Sıcak suyun olduğu yerde küçük bir gölet oluşmuştur, balçık halinde çamurlu bir hamamdır burası. Kral küçük kızını son çare olarak bu sıcak suyun bulunduğu yere gezsin diye gönderir. Artık ömrünün sayılı günlerini yaşayan zavallı kız avunmak için bu çamurlu gölet kenarında dolaşmakta, zaman zaman da arkadaşlarıyla çamurlara girmektedir. İşte gezmek ve avunmak için girdiği çamurlar ve sıcak su kıza iyi gelir. Bir müddet burada kalır, gün geçtikçe kızın hastalığı iyi olmaya başlar. Küt dizleri açılır; yavaş yavaş adım atmaya, yürümeye başlar. Sonunda tamamen iyileşen güzel kızın buradaki sıcak sudan iyi olduğu anlaşılır. Bunun üzerine kızın babası kral, buraya mermerden bir havuz yaptırır, etrafını kesme büyük taşlarla çevrilir, önceleri kimsenin olmadığı bu havuz çevresinde bir şehir oluşur. Kralın kızının adı bu yeni şehre verilir. Yetmiş bin nüfuslu bu şehrin adı “Öper” veya “Hoperi”dir. Bu büyük şehir bir deprem sonucu yok olmuştur, sadece hamamların olduğu yer kalmıştır.
Şehrin ulaşımı ise Sarıkaya’nın Beştepeler mevkiinden geçen Yozgat ve Kayseri şoselerinden sağlanmaktadır.          
KRAL KIZI HAMAMI

Roma Kral Kızı Hamamı diye bilinen Sarıkaya Kaplıcaları’nın efsanesi halk arasında şöyle anlatılır: Kayseri’de oturan Roma krallarından birinin kızı amansız bir hastalığa yakalanır. Kral kızını birçok hekimlere götürür, tedavisi için her şeyi yapar. Ama güzelliği dillere destan bu kızın derdine çare bulunamaz. Kızın hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte, kız artık yürüyemez bir haldedir. Ayakları tutmamaktadır, dizleri küt olmuştur. Bugünkü adıyla kızın hastalığı romatizmadır. O günlerde Sarıkaya sazlık ve bataklıktır. Sıcak suyun olduğu yerde küçük bir gölet oluşmuştur, balçık halinde çamurlu bir hamamdır burası. Kral küçük kızını son çare olarak bu sıcak suyun bulunduğu yere gezsin diye gönderir. Artık ömrünün sayılı günlerini yaşayan zavallı kız avunmak için bu çamurlu gölet kenarında dolaşmakta, zaman zaman da arkadaşlarıyla çamurlara girmektedir. İşte gezmek ve avunmak için girdiği çamurlar ve sıcak su kıza iyi gelir. Bir müddet burada kalır, gün geçtikçe kızın hastalığı iyi olmaya başlar. Küt dizleri açılır; yavaş yavaş adım atmaya, yürümeye başlar. Sonunda tamamen iyileşen güzel kızın buradaki sıcak sudan iyi olduğu anlaşılır. Bunun üzerine kızın babası kral, buraya mermerden bir havuz yaptırır, etrafını kesme büyük taşlarla çevrilir, önceleri kimsenin olmadığı bu havuz çevresinde bir şehir oluşur. Kralın kızının adı bu yeni şehre verilir. Yetmiş bin nüfuslu bu şehrin adı “Öper” veya “Hoperi”dir. Şehrin ulaşımı ise Sarıkaya’nın Beştepeler mevkiinden geçen Yozgat ve Kayseri şoselerinden sağlanmaktadır. Bu büyük şehir bir deprem sonucu yok olmuştur, sadece hamamların olduğu yer kalmıştır.
FULVİA-KARAKALLA (CARACALLA) HAMAMI EFSANESİ
Yörede anlatılan efsaneye göre; Sarıkaya Fulvia-Karakalla (Caracalla) Hamamı’nı, Roma İmparatoru Marcus Aurelius Antoninus, İmparatorluğun en geniş sınırlara sahip olduğu dönemde güzelliği tüm imparatorluğun dillere karısı Fulvia Plautilla adına yaptırmıştır.
Efsaneye göre Roma İmparatoru Caracalla Aurelius, Pers seferinden önce kış aylarında bölgeyi tanımak için gittiği seyahat sırasında bataklık bir göle rastlar, burada yıkanan çocukları görür, sudan çıkan buhar ve çocukların sıcak suyun içindeki oyunları Roma İmparatoru’nu da cezbetmiştir. Mola vermek için atından iner ve kendisi de suya girer. Gözlerini kamaştıran güneşin altında sıcak suda bedeni rahatlarken, aklına imparatorluğu tek başına yönetmek hırsıyla bir suikast ile öldürttüğü, uzun sarı saçlarıyla, güzel karısı Fulvia (Fulvia Plautilla) gelir. Tarihin en zalim imparatorları arasına giren Caracalla’nın kalbine bir yumuşaklık hâkim olmaya başlar. Aslında sırılsıklam karısına aşık olan imparatorun hırsı şimdi buradaki suların da tesiriyle, yerini pişmanlığa bırakmaktadır. Birden irkilir ve ne ironidir ki daha Pers seferi için yapacakları seyahat sırasında kendisine suikast düzenleyecek olan Muhafız Subayı Julius’a ( Julius Martialis) “Derhal buraya güzel karım Fulvia adına bir hamam yapılmasını istiyorum” diyerek emrini vermiştir. Hamam; beraberinde getirilen 1.000 İspanyol esire önce temelleri kazdırılmış, sonra 100 usta ve 2.000 işçi ile kısa sürede inşası bitirilmiştir. Mart ayının sonlarında ordusuyla birlikte Pers topraklarına sefere çıkan Caracalla Marcus Aurelius, yapımı biten bu kompleks hamamda, askerleriyle bir gün konaklama yapar. İmparatorun; hamamda sıcak suya daldığında gözlerinin önüne hep güzel karısı Fulvia gelmektedir. Tekrar yola düşerler, birkaç gün sonra Harran ovası civarına geldiklerinde ufak bir dinlenme molası verir, bu esnada, terfi ettirilmediği için kızgın olan İmparatorluk Muhafızı Julius Martialis tarafından 8 Nisan 217 yılında öldürülür. Muhafız Subayı tarafından arkadan kılıç darbesini alan Kral, son kez güneşe bakar ve yine gözlerinin önüne güzel karısı Fulvia’nın hayali gelir. Son nefesini verirken yüzünde bir tebessüm belirir, artık sonsuz aşkına kavuşmasına az bi süre kalmıştır…