Şiirler ve Türküler.. Sabahı beklemeden yazdım.. Halit Çelikbudak Almanya’dan yazdı

Şiirler ve Türküler
– Sabahı beklemeden yazdım –

‘Şiirsiz bir toplumun kaba saba, incelikten yoksun, duyarlığı körelmiş bir insanlar topluluğu olduğunu unutmayın’ der değerli dostum Doğan Hızlan hep…
Türkiye’de edebiyat ve edebiyat eleştirmeni deyince akla o gelir…
2017’de ‘Şiirin Coğrafyası’ isimli kitabı Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı.
Hızlan, şöyle diyor:
‘Öyle şairler, öyle şiirler vardır ki belli bir coğrafyada ikamet edemezsiniz… Şiir dünyasının vatandaşı olduğunuzda sınırlar, diller, ırklar, dinler birden bir lav külünün altında kalır. Şiirin coğrafyasında, nehirler, yollar, sınırlar yoktur. Sadece dizelerin anımsattığı toprak vardır.’

Bunu niçin yazıyorum… Dün akşam (Cumartesi) Almanya’da Frankfurt’ta kıymetli dostum sanatçı Gültekin Demirtaş’ın (fotoğrafta kürsüde) hazırladığı ‘Şiirler ve Türküler’ akşamı vardı… Etkinlik başkonsolosluğa bağlı Türk Evi’ndeydi… Çok önceden ajandama almama rağmen maalesef katılamadım. Ama akşam boyu aklım oradaydı. Sağ olsun gazeteci Sefa Asılöz’ün canlı yayınıyla takip ettim, Quantum Teorisi çerçevesinde sanki aynı anda iki yerdeymişim gibi oldum…

Frankfurt Başkonsolosu Burak Karartı’nın da katıldığı etkinlik her yılki gibi mükemmeldi. Dostum Gültekin hem geceyi sundu hem de sanatçıları, koroyu yönetti. Türküler Erzincan, Bayburt, Adana, Diyarbakır, Çanakkale derken Anadolu’yu dolaştı. ‘atasözleri’nin yanı sıra ‘türküler’ de hayat tarzından yansıyan yaşama şekilleridir. İnsanlar sevdasını, sevgisini, sevincini, tasasını, yiğitliğini, hüznünü, kederini, umutlarını, kısacası hayatını türkülerle dile getirmiştir hep… Örneğin Erzincan yöresinden Ali Ekber Çiçek’ten ‘Derdim çoktur hangisine yanayım’ türküsü… Çanakkale yöresinden Kamil Nizam Bigalı’ya ait ‘Çemberimde gül oya/gülmedim doya doya’…

Başkonsolos Burak Karartı’nın da 1973’de kaybettiğimiz büyük halk ozanı Aşık Veysel’den ‘Ben gidersem sazım sen kal dünyada’ isimli türküsünün sözlerini okuması benim için büyük sürpriz oldu. Farklı yıllarda da olsa ikimiz de ODTÜ mezunuyuz. Onun bu yönünü bugüne kadar hiç fark etmemişim… ODTÜ de halk bilimi, halk oyunları topluluğu vardı… Belki de oraya katılmış…

Böyle etkinlikler uzun hazırlık dönemi ister… Fedakarlık gerektirir… Akşam için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum… ‘Sağ olun, var olun’ diyorum…
Sabahı bekleyemedim yazdım…

Halit Çelikbudak