“Sen, hırsız siyasetçi, yalancı gazeteci, Cuma’ya gitmeyin. Kirletmeyin o tertemiz yeri”

Zafer Arapkirli

SEN,
Milletin gözünün içine baka baka yalan söylemekten, kul hakkı yemekten utanmayan, benim vergimi “eve” götüren zıkkım yiyesice siyasetçi.
SEN,
Her gün klavye başına oturup, herkese fetva veren ama her gün yalan yazan, yalakalık yapan, milleti kandırmayı “günah saymayan” gazeteci bozuntusu.
SEN,
Sana emanet edilmiş ana kuzusu eri-erbaşı her Allah’ın günü sopalamayı adet haline getirmiş, o şanlı üniformasına yakışmayan subay-astsubay.
SEN,
Önüne uzatılan her evrak dosyasının arasında “hediye” arayan Yüce Devlet’in her kademesindeki “minik” memuru.
SEN,
Dükkanı açar açmaz fiyat etiketlerine “otomatik ayarlama” çeken esnaf kardeş.
SEN,
Sabah, yoğun trafikte herkese nanik yapar gibi emniyet şeridine dalan Doblo’cu zındık…
SEN otur oturduğun yerde… Bugün Cuma’ya gitme.
Kirletme caminin halısını.
Abdest alma yerinde de boşuna kalabalık yapma.

Zafer Arapkirli