Saat: 07.45.. Dışarı çıkmak için kapıyı açtığımda; kapı komşum ve sevimli oğlu (6 yaşında) ile karşılaştım

Saat: 07.45
Dışarı çıkmak için kapıyı açtığımda; kapı komşum (35 yaşlarında) ve sevimli oğlu (6 yaşında) ile karşılaştım. “Günaydın” seramonisi sırasında, çocuğun elinde, içinde fasulyeye benzer birşeylerin bulunduğu bir kap gördüm.
Babasının elleri dolu olduğu için; çocuğun okul çantasını da ben yüklendim. Bu arada çocukla sohbet etmeye başlamıştık bile…
“Yakışıklı, ödevin var galiba, fasulye mi bunlar?”
“Yooo, kedi maması”
“Okula mı götürüyorsun?”
“Hayııırrr. Aşağıdaki sokak kedilerine veriyorum. Ben kahvaltımı yaptım, onlar da yapsın…”
“Aferin sana…” gibi birşeyler mırıldandım. Aklıma kediye işkence eden, acımasızca yakan, köpeklerin gözlerini oyan, kulaklarını ve kuyruklarını kesen, kuşların kafasını koparan vb. çocuklar geldi. Daha da acımasızı; anasını babasını, en yakın arkadaşını, komşusunu, sevdiği kızı acımasızca katleden çocuklar geldi.
Büyükler geldi…
Bu vahşetin sebebi biz ebeveyinler (ve bizden öncekiler) değil miyiz dostlar? “Ağacı yaşken eğmeyen” insan sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi veremeyen bizler değil de kim?
Daha söyleyecek o kadar çok şey var ki?
Neyse…
Günaydın….

Metin Yener