RAKI-MI YÜKSEK MAYİ…
Bir içecek düşün, bakkaldan aldığında sardığın gazete kağıdına da, sakız kokulu beyaz keten örtüsüne de, ete de, ciğere de, balığa de, mezeye de, maviye de yakışır?
Hem neşeye hem efkara yakışır.
Vakti geç zamanlarda içilir, hava kararınca, ama karanlığa inat bembeyazdır…
Bira gibi çoluk çocuk gazozu değildir. Yaşanmışlık ister, anı ister, en fukarasında bile kibrit kutusu kadar peynir, biraz leblebi mebzul miktarda dört köşeli bir masa ister… Viski gibi boğazı yakmaz, süzülerek akar gider. Silueti sevgilidir, kokusu yar, tadı can.
Cevabı bulmak için değil, soruyu unutmak için içilir…
Dünyada çift bardakla içilen tek içkidir mesela… Sevgili gibi, ruh ve beden gibi… İki ayrı aşkın tek dudakta birleştiği tek içkidir…
Onunla bir ihtimal daha vardır, senede bir gün bile olsa, bütün meyhanelerini dolaşırsın İstanbul’un…
Bu içkiyi içen kadın da, adam da kalitelidir, güzeldir. Çünkü onu içtikçe güzelleşir insan.
Kerahat vaktinde içilir ve adı RAKI’dır…
Unutma; Rakı sofrasında kadın yoksa, mutlaka uğruna sofra kurulmuş bir kadın vardır…
AFİYET OLSUN
Hakan Deker
