Paranın gözü kör olsun.. Fotoğrafı tıklarsanız daha iyi anlarsınız

Paranın gücü

Paranın gözü kör olsun.. Fotoğrafı tıklarsanız daha iyi anlarsınız..

İş bu fotoğraf, “Armudun iyisini çok paralı ayılar yermiş” sözünü de doğrulamıştır..

 

Para, mal ve hizmetlerin değiş-tokuşu için kullanılan araçlardan en yaygın olanı. …

Paranın değişim aracı işlevi: Para bir hak ölçüsüdür.

İlk madeni paralar Türkiye’nin batısında kurulmuş olan Lidyalılar tarafından Lidya kralı Alyattes emriyle basıldı. M.Ö. 7. yüzyıldan kalma bu paralar yanları yassıca oval şekilde neredeyse birbirine eşit altın ve gümüş madenlerinde sikkeler olarak basılmıştır. Paraların bir tarafında kralın simgesi olan aslan veya boğa figürü, diğer tarafında ise paranın değerini gösteren işaretler vardı.
Ticaretin, başka mallar ve hizmetler karşılığında takas edildiği tarih öncesi çağlardan beri bir şeyler satın almak için çok farklı yöntemler kullanıldı. Takas ekonomisi para birimi olarak sığır, koyun veya başka hayvanları, yada ürettiği ürünleri değişme esasına dayanıyordu.

M.Ö 1100 yıllarında, Çin’de, bıçak, maça veya diğer silahlara benzeyen küçük metal eşyalar para yerine kullanılıyordu. Yaklaşık yıl sonra, deniz kabukları para olarak kullanmaya başladı. Ortasına delik delinerek bir ipe dizilen deniz kabukları ilk para birimi olarak paranın tarihine geçti. Bu nispeten sofistike bir para birimi sistemiydi.

İlk Madeni Para

İlk değerli madenlerden basılan ilk paralar M.Ö 600 lü yıllarda ortaya çıktı. Lydia Kralı Alyattes, gümüş ve altın karışımı olan elektrondan yapılmış madeni paraların basılmasını emretti. Modern paralar gibi, farklı değerleri temsil etmek için çeşitli resimlerle süslenmişlerdi. Bu gelişme, Lydia’nın bölgesinde baskın ve zengin bir güç haline gelmesine yardımcı oldu.

Lydia’nın madeni paraları bastırdığı sıralarda Çinliler kağıt paraya geçiş yaptılar. İlk kağıt paraların hammaddesi deriydi.

Ticaret yaparken paranın kullanılması Batı Anadolu topraklarından sonra bütün Akdeniz medeniyetlerine yayıldı. Neredeyse başa geçen her kral kendi adına para bastırıyordu. Kral adına para basılması Krallığının tescili anlamına gelmekteydi. Milattan önce 5 ve 4. yüzyıllarda bir çok Yunan kralı değişik şekil ve ağırlıklarda paralar bastırdı. Genellikle bu paralar iri ve dikdörtgen şeklinde basılmaktaydı. Zamanla küçülen bu altın paralar, daha önceleri yaklaşık 327 gr ağırlığında iken, daha sonraları üçte bir ağırlığa 109 gr ve daha da küçülerek 27 gr ağırlığa kadar düşmüştür.

İlk Kral Portresi Olan Para
M.Ö. 320 yılında bir yüzüne Büyük İskender’in profili basılan paralar basıldı. O dönemde, Büyük İskender Tanrı olarak kabul edilmeye başlanmıştı. Büyük İskenderin portresinin basılı olduğu paralar dünyanın bir çok yerine ulaştı. Daha sonra başka kral ve imparatorların portreleri de paralar üzerinde görüldü.

Roma’ya ilk gümüş para M.Ö. 269 yılında girmiştir. Roma sikkelerinin basımı ise M.Ö. 180 yıllarına rastlamaktadır. Altın paranın Roma’ya girişi Kral Sulla devrinde olmuştur. Kral Croesus ise, kıymeti devletçe garanti edilmiş altın ve gümüş paralar bastırmıştır. 1924 yılında, bugünkü Pakistan sınırları içinde kalan Aşağı İndus kıyılarında M.Ö. 2900 yıllarına ait paralar bulunmuştur. Asur hükümdarlarından Sennasherib’in M.Ö. 700 yıllarında bastırdığı 224,5 gr ağırlığındaki gümüş külçeler bulunan en eski paralardandır.

M.Ö. 5. yüzyıla ait Çin hanedanının altına resmi değer tayin ettiği, ayrıca bakır ve kalaydan fülus cinsinden ufaklık paralar çıkarttığı da bilinmektedir.

Kağıt Para Kullanımı
Kağıt paraların ilk kullanımı ise 11. yüzyılda oldu. Moğol İmparatoru Kubilay Han, askerlerinin maaşlarını kağıt para ile ödemeye başladı. Avrupa’da ise kağıt para ilk kez 1661 yılında Stockholm’de basıldı. Birkaç yıl sonra İngiltere’de de kağıt paralar görülmeye başlandı. Amerika kıtasında ilk kağıt banknotlar, 18. yüzyılda ortaya çıktı.

Parasız Uygarlıklar

Tarihin en büyük uygarlıklarından bazıları, varlıklarını parayı bilmeden sürdürdüler. Bunlar arasında Babillileri, Mısırlıları, İnka ve Maya uygarlıklarını sayabiliriz. Bu toplumlarda alışveriş “takas usulü”ne göre yapılıyordu. Örneğin, Mısırlı bir inşaat ustasının aylık ücreti, 200 somun ekmek ve beş kavanoz bira idi. O da, bunların bir kısmını tüketir, geri kalanıyla da öteki gereksinimlerini karşılardı.